Yayınlanamış bir KOS yazısı
|
Kos harita |
2013 Kurban Bayramında
gitmiştim buraya ve yazı da o zamana ait, ama blog yerine bir dosyada kalmış
kendileri…
Buyrun, orjinal haliyle
yazı budur.
------
Bana her gün bayram ama,
olmayanlar var tabii ki. Genelde bayram seyran zamanlarında ya evdeyimdir ya da
yurt semalarının ötelerinde. Bu sefer ise karışık oldu, hem ülkede hem değil.
Hedefte Kos vardı ve öyle
de oldu nitekim. Ama tabii gezerken plan ve programdan uzak olan benden ötürü,
yine sadece bir Bodrum bileti ile çıktık yola. Sabah 6.30 uçağı gerginlik
yaptığından gece de uyutmadı ne yazık ki, uykusuz bir şekilde soluduk sabah
8'de Bodrum havasını. Havaş'la vardık Bodrum merkeze.
Yürürken bir de baktık ki
Kos feribot bileti satan bir klube. Saat 9 olmuştu o arada. Feribot da 9.30'da kalkıyormuş. Oh ne ala. Bilet tek
gidiş €15, aynı gün dönüşlü, €17, dönüş açık €25. Biz dönüş açık aldık. Ama pek
mantıklı değilmiş aslında çünkü sabah Kos'a giden gemi, aksam da yolcusunu alıp
dönüyormuş. Ekim olduğundan karşılıklı sefer yokmuş. Eğer sabah feribot ile
dönmek istiyorsanız Maria Star feribotu ile dönebilirsiniz. Maria Star'la
Kos-Bodrum €14, vergisi dahil. Kos'ta konakladıysanız eğer €3 bir vergi veriyorsunuz
dönüşte, neden olduğunu anlamadığım.
|
kurutulan ahtapotlar |
Kos'u iki kelimede
anlatalım dersek 'turist adası' diyebiliriz. Nev-i şahsına münhasır bir şey
yok, yani Sakız Adası gibi değil. Sakız adası inanılmazdı. Kos ise, Bodrum'un
ada hali gibi. Ama tabii, daha düzgün insanlar, daha lezzetli deniz ürünleri,
temiz ve güzel...
Her yerde bir minimum bir
standart var.
Kos'u gezmek görmek ve
biraz da sindirmek isterseniz üç gün yeter aslında Araba kiralamanızı öneririz.
Ama merkezde olanlara atlamayın hemen derim. Oralardan aldığımız fiyatlar
min€38 iken Hotel Veroniki'de, Auto Bank'tan aldığımız fiyat günlük €25 idi,
full kasko da dahil olmak üzere.
Kos iskelesinde 'Hızır Reis' feribotundan indiğinizde, daha kalenin yanında yürürken muhtelif otel sahipleri
sizi kapaklamaya çalışıyor. Ama eğer zamanınız varsa, adada biraz gezinin,
otellere bakın, beğendiklerinizle konusun. Biz Hotel Veroniki'de kaldık. OK
€25'ya. Sotiris, sabahları bir kahvaltı hazırlıyor inanamazsınız. Kocaman
peynirler, domates, badem, biber, yumurta kek şu bu, tam tekmil süpper bir
kahvaltı. Özellikle peynirlerin güzelliğinden ötürü benim kalbimi epey
fethetti. Bir daha gidersem kesinlikle yine orada kalırım. Odalar her gün
derlenip toplanıp temizleniyor. Kaç yıldız olduğunu bilmiyorum ama açıkçası
yıldız sayısına değil hizmet kalitesine önem veriyorum.
Bodrum'da kaldığımız
otelin yastığına kafamı koyamadım ne yazık ki, bir de Booking.com'da falan
bulunuyor ama hiç tavsiye etmiyorum. Sevin Otel adı da. Aman uzak durun derim.
Odaya girdiğinizde temiz gibi görünüyor ama yastığı elinize aldığınızda
gerçekler yüzünüzde şaklıyor!.
Kos'a dönecek olursak,
ilk gün uykusuzluktan ve yorgunluktan ikimiz de bitap durumda olduğumuzdan,
öğleden sonra yediğimiz o muhteşem ahtapot, kalamar vs’yi sindirmeye çalışarak,
akşam biraz dolanıp erkenden yatağa attık kendimizi. Bebekler gibi uyumuşuz.
Sabah kalktığımızda
önceki günden, yağmurdan eser kalmamıştır. Gökyüzü masmavi, ışıl ışıldı.
Kahvaltıya indiğimizde ise Sotiris'in mükellef ötesi hazırladığı kahvaltı ile
akşam pek bir şey yememiş olan bünye şenlendi. Bu arada diğer masadaki çift,
kiraladığı arabayı teslim alıyordu ki biz de daldık konuşmaya. Kiralama
şirketinden olan adamla iki konuştuk ve biz de anlaştık. Yarım saat sonra
arabamız otelin önündeydi. Süper isabetli oldu. Kahvaltıdan sonra eşyalarımızı
arabaya atıp ilk bulduğumuz yola girdik.
Adanın merkeze yakın
olan, yürüyerek gidebildiğiniz sahillerinde şezlong ve şemsiye için ücret talep
etmiyorlar ama biraz uzaklaşınca bunlar €3-4 ücrete tabii oluyor.
Biz ilk gün kendimize
Paradise Beach'i seçtik. İki şezlong bir şemsiye için €8 ödedik ve yukarıdan
inanılmaz
|
Paradise Beach |
görünen sularına daldık. Su öylesine kristal ki, her şey çok net.
Paradise Beach meğersem buranın en iyi sahiliymiş. Bunu son günlerde kartpostal
ararken fark ettim. Her yerde Paradise Becah'in kartpostalları satılıyordu.
Bizse, tamamen tesadüfi olarak buraya geldik. Kısmetliyim işte :) Suya bir daha
gireyim dediğimde ablam 'benim burada olduğumu unutma' dedi. Suya girdi mi
çıkmayan ben, biraz geç anladım uyarıyı tabii :D Kayalıklara doğru yüzüp arka
taraftaki koya geçtim. Buralar inanılmazdı. Sanki kocaman bir akvaryumda
yüzüyormuşçasına çoktu balıklar. Orfozları gördüğümde, önce kendimden şüphe
ettim, sadece dalarken görmüştüm orfoz. Ama burada bildiğiniz doluydu. Sonra
tekrar bizim koya döndüğümde ise, işte rengarenk müren vardı tam altımda. Ben
şok haldeyken, mürenin tehdit edici bakışlarıyla ağzını açıp kapayışını
seyrediyordum. Tekrar tekrar baktım. Sonra uzaklaştım, ama neredeyse suyun
içinde zıplayacaktım. Dalışta bile müren görmek ender olan bir şeyken, burada
orfozlar, mürenler bildiğiniz cirit atıyormuş. Ne muhteşem!
Hava artık epeyi
soğuduğundan sudan çıkınca yavaş yavaş otelin yolunu tuttuk. Duş ve ısınma
muhteşem oldu.
Her gün başka yerlerde
yüzdük ve o muhteşem deniz ürünlerini hüplettik ama akılda kalanlar;
|
Yenilenlere çok küçük bir örnek! |
-Kos merkezdeki şahane
deniz ürünleri yanında güzel canlı müziğini dinlediğimiz Psaropulo oldu. Ablamız
pek bir döktürdü haliyle. Hem yemeklerin lezzeti hem çalışanların samimiyeti
yaşanmaya değer! Son gün hoşça kal darken bizi zorla oturtup yaptıkları
ikramlar şaşırtıyor insanı!
-Kaynayan kükürtlü suya girdiğimiz yer de
enteresandı ama daha enteresan olan ise burada tuvalet olmamasıydı. İnerken bir
çocuk söylediydi ama öyle şey mi olur demiştik, olurmuş!-Adanın en batı ucu ve
deniz ve rüzgârla locaya benzer şekillerde oyulmuş Agios Teologos ucu. Mutlaka
gidin derim eğer bakir bir yer görmek istiyorsanız. -Ada bisikletle gezmek için
çok ideal, her yerde bisiklet yolları var! Ve bisiklet kiraları da günlük €5
civarında, adayı bu şekilde şahane gezebilirsiniz J Güvenle bisiklet sürülebilecek bir yer.
Kalimnos'a gitmek istiyorsanız, Mastichari'den günde 5-6 kere feribot kalkıyor, burdan rahatca gidebilirsiniz. Biz düşündük ama zamanlamayı uyduramadığımızdan gitmedik. Fakat feribot yanaştığında inen tırmanıcılar direct kendilerini gösteriyorlardı! Bir daha ki sefere artık.
|
Kos'tan her yere gidebilirsiniz! |
Kos'tan diğer bir sürü adaya geçebiliyorsunuz zaten, bu anlamda tam bir hub! Tabii Ekim ayı sezon dışı sayılıyor bilesiniz!
Hipokrat Ağacı'nın fotoğrafını bulamadım ama söylenene göre Hipokrat bu ağacı altında sevgili öğrencilerine ders anlatır imiş!
Kapıdan vize ile ilgili de küçük bir bilgi: Bunu özellikle bilet aldığımız yere sordum; gerçek anlamda kapıda vize yok ama diyor evrakınızı bize veriyorsunuz biz sadece 15 günlük vize alıyoruz size, sonra adaya geçtiğinizde orada pasaportunuza vizeyi basıyorlar dedi. İlk aşamasını değil de son aşamasının gerçek olduğunu gördük. Feribottan indiğimizde kaptan, 'kapıdan vize alacaklar beni takip etsin' diyerek 5-6 kişiyi peşine takarak ilerlediğine gözlerimle şahit oldum!
Geçen günlerin özeti oldu bu da böylece. Üzerinden dört ay geçmiş olduğundan ötürü ancak hatırlanan başlıca noktalar yazılabildi. Siz de gidip kendi keşfinizi yapın öyleyse...
|
Agios Teodorakis manzarası ve restoranı |
|
Agios Teodorakis ve doğal localar :) |
|
Sevdiğimiz restoranımız |
|
Osmanlı'dan izler, hemen sağında da Defterdar camisi var |
|
Kos dağlarından güzel bir manzara |
|
Feribot iskelesinden bile su kristal güzellikte! |
|
Zia köyünden bir manzara |
|
Bu kutuya attığım kartlar yerlerine ulaştı!! İnanılmaz ama gerçek! |
|
Psaropoula |
|
Psaropoula'da akşam müzik! |
|
Restoranlar dizisi |
|
Termal. kükürt dehşet kokuyor ama sıcak suyun kaynaması enteresan! |