23 Temmuz 2015 Perşembe

Fener CAN'dir

Fenerin isiginda gormek dunyayi,
Bir var olmak, bir yok olmak. 

Bekleme salonu

Havali adiyla 'Lounge'. Sik seyahat edenlerin, ozellikle is seyahati yapanlarin siklikla ugradigi, boy gosterdigi, bolca bekledigi, uzaklara duyulan yakinlik gibi bir sey burada olmak.
Bir seyahatimde daha yine bir lounge'da beklemekteyim. Sarap ictim, hafif basim flulandi. Zaten bulanik aklim, bir tik daha uctu uctu. Bu arada da bizim ucusa 1 saat gecikme yazildi, operasyonel sebeplerdenmis. Coook anlasilir bir icerik.
Bazen hayattada hissettigim bir ruh hali ile karisigim bugun. Sanki bir ucagin kalkmasini bekler gibi geciriyorum zamani. Sanki aslinda her sey gecici gibi. Sanki aslolan az sonra kalkacak olan ucak. Peki ya simdi! Peki ya oyle bir ucak yoksa, peki ya kalkmayacaksa, peki ya iptal olduysa. Iste bu ihtimaller yok da, sadece gevrek gevrek beklemenin tadi var. Bu bekleme araliginda olan her sey ise mubah ve gecici. 


9 Temmuz 2015 Perşembe

yilin ikinci yarisinda ben, Kas ve digerleri...

Bugun aylardan Temmuz, kimi cok sevdiklerimin dogduklari ay. Ayni zamanda ise yilin ikinci yarisi. Koca yilin yarisini devirdik yani. Normalde dogumgunlerimde yaptigim hesaplamaya bu sefer biraz erken basladim. Her sey kabullenmeyle baslar mottosuyla.
Haa bir de salla(ma)makla!  Su gecen zamana iz birakan olaylar, kisiler nelerdir kimlerdir acaba diye.  Ilk parlayan zihnimde, tabii ki Kas oldu. Ve Kas'ta baslayan hayat.
Cok kisa bir karar sureci, devaminda iki haftalik ev arama arama ve iste mutlu(?) son.
Projemin bitisinden itibaren baslayan Kas Kafasi devam etmekte. Ok, bu daha baslangic mucadeleye devam dedigimiz noktada arada gecenler, iz birakanlar;
-ilk aklima gelenler bisiklet turlari ve bisiklet vesilesi ile tanistigim insanlar oluyor. Tabii bunu yazarken bir anda aklimda Kas' ta gecen kis geliyor ve tekrar urkutuyor ve hatta korkutuyor. Onumuzdeki kışa kadar ise unutacagim onu.
-Kas' in hayatima ekledigi zat-i sahanelerini dusundugumde, bunlarin bisiklet ve digerleri vesilesiyle diye kolayca siniflayabilirim. Bisiklet dedigimde ilk aklima gelen Esref tabii ki. Milli sporcumuz, iftiharimiz, beni zorlayan Isvicreli zat-imiz diyorum. Ilk geldigimde kimde yol bisikleti vardir, kimle cikarim diye, herkesle tek tek konusurken once Tolga'yi buldum, O beni Hakan'a goturdu ve onunla tanistim ve sonra Hakan dedi ki, sen cok ciddi gorunuyorsun, seni Esref'le tanistiralim, iste boylece tanismadan telefonlarimizi edinmis olduk. Sonra konusup sozlesip ilk gun ogleden sonra15.50 civari bulusup, benim hava basma vs islerini hallettikten sonra suruse ciktik Kalkan'a dogru. Daha kaya mezarinin oradan ilk defa pedala basiyorduk ki adamin on bacaklarini farkettim ve ohaaa dedim icimden. Adam safi sifi kas ve on bacagi benim ust bacaktan kalin. Yandigimin resmidir diyerek ciktim yola. Evet ilk Kalkan surusumuz silkeledi beni. Ama intikamim korkunc olacakti. Tolga benim icin Alpleri gececek Haziran'da bisikletle falan deyince abanmis O da. Neyse geldigimiz noktada varligina sukrettigim birisi kendisi. Yoksa buralarda yarimadanin etrafinda done done donmedolaba benzeyecegim. Kendisi kopekleri cok iyi idare ettiginden ozellikle, onunla suruse ciktigimda cok guvenli hissediyorum kendimi. Belki biraz bencilce gorunebilir ama oyle degil. Bisiklette iki kisi olmak tek laf etmesen bile, kritiktir motivasyon acisindan. Su anda Tolga ve O'nun triatlon baskisi var uzerimde, sanirim ilerleyen vakitlerde deneyecegim. Ama tek kosu degil beni kasan, bir de uzun zamandir antreman olarak yuzmedigimi düşünürsek epey calismam lazim. Ama yaparim onu da biliyorum. TSYD'de 7 yil gibi bir sure yuzmuslukten geriye birşeyler kalmıştır herhalde diyorum. E bir de bunu Kas' ta yapmayacaksan nerede yapacaksin diyorlar, dogru diyorlar.
-Digerleri kisminda adini anacaklarim cogunlukla dalis vesilesiyle olanlar. Gerci Umut'u burada ayri tutmam lazim. O ayni zamanda Istanbul buddy'si artik ne de olsa.
-Ayhan, Turan abim gibi, Yesim ise ablam gibi. Onlarla eslesiyorlar benim icin. Onlarla ilgili yazacak coook sey var, ama bu yaziya sigmaz.-Isin enteresani no11 tayfasini anmam lazim burada. Her birini ayri ayri cok sevdigimden sanirim. Kalimera'nin tam karsisinda olmalarindan ve benim her daim en sevdigim mekan olmasindan ote, artik bir nev-i komsu olmamizdan sanırım. Ha tabii bir de bilen bilir, ben dansederken dunyayi gormez gozum. Ama tabii onların gozu benim her halimi gordu :) ondan oturu de bi severim sanirim. Hepsi harbi duzgun adamlar, cok guzel bir secme bir araya gelmis yani. Akli basinda deliler toplugu.
-Bir de bu tayfanin kiz versiyonu var, nam-i diger Deli Bakkal. Ve oranin sahane hatunları olan Bihter ve Esin. Guzelsiniz kizimm hem de cok. Sefiyom sizi.
Benim buraya gelisimi cok cesitli sekillerde yorumlayan cesitengiz arkadaslarim oldu. Ama cevap hepbiri:)) yani aramayin, o sorunun cevabi yok! Bu yazi da burada dursun, yoksa bir ucbes gun daha yazarim ben.