28 Aralık 2012 Cuma

Her son bir başlangıçtır...

Bugün benim için bir milat. Her son bir başlangıçtır evet.

6 yıllık bir sürecin sonuna geldik bugün, hayat, umut, dağlar göz kırpıyorlar. Amacım, hep yapmak istediklerime imkan yaratmak. Gitmek istediğim yerlere gitmek, görmek istediğim yerleri görmek, insanlarıyla tanışmak, yollarında yürümek, beraber oturup yemek içmek. Dünya kazan, ben de kepçe olmak.

Uzunca zamandır, küçük küçük notlar alıyordum, şuraya git, şu mevsimde git ve şunu yap diye. O not defterime bakıp bakıp. Hımmm sıradaki demek istiyorum.
Mesela defterime şöyle yazmışım 'Ardahan Çıldır Gölü'ne git. Özellikle kışın git. Muhteşem bir görüntü. Donmuş gölün üzerinde atlı kızala çekiliyor'. Di mi ne kadar güzel geliyor kulağa. Kim bilir ne zaman, ne okurken veya seyrederken aldım bu notu. Ya da mesela 'St.Paul Yolu'nu yürü, Likya'yı tamamla, Kilimanjaro'ya çık oraları gör vs vs vs' Eevet artık bunların yanına :) işareti koyabileceğim 'gittim, gördüm, yaptım ve çoook keyif aldım' anlamında.

Bolca yürü, bolca bisiklete bin, bolca gez, bolca vakit geçir sevdiklerinle, bolca gül...

İlk sorulan soru, 'eee nereye gideceksin, neler yapacaksın, plan nedir?' oluyor.  Plan yok ama belirlenmiş bir iki şey var evet.

İlk aşamada Afrika çıktı sepetten. 18 Ocak'ta Tanzanya'ya gidiyorum, sonra Kenya, sonra tekrar Tanzanya belki sonra Zanzibar vs olacak gibi gibi. Ortada net bir takvim yok tabii :D Neler yapmayı umuyorum buralarda; Mt. Meru, Mt. Kenya ve Kilimanjaro dağlarına çıkmak, safari yapmak ve sonra da okyanus sularında serinlemek yorgunluk atmak... ama tabii herşey nasip.

Ohh bee hayali bile ne güzel :)

27 Aralık 2012 Perşembe

Umit…

'Umit kotuluklerin en kotusudur, cunku iskenceyi uzatir. ' diyor Nietzsche.
Peki ya siz ne dusunuyorsunuz bu konuda?
Umidi oldukca mi var olur insan, yoksa bir umit pesinden kostukca mi tukenir?

1 Aralık 2012 Cumartesi

Annemden Aşure

















Eveeet her yıl olduğu gibi bu yıl da artık vakti geldi. Perşembe günü alışverişi, dün temizliği yapıldı ve bu sabahta pişirmesi ve dağıtması derken, karnım dobi dobi olmuş halde. Bugün daha aşure yok bana diyerek kendimi durdurdum artık. Yoksa çatlayabilirim ya da şeker komasına girerim.
Neyse benim vukuatları geçip, neler koyduk, nasıl yaptık onları anlatayım.
Evet efendim buyrun aşurenizin aynen annemin ki gibi olmasını istiyorsanız tarifi buradadır. 70 yıllık tescillidir :)

Aşurelik Malzeme listesi

1.       2,5 kilo sarı üzüm çekirdeksiz
2.       0,5 kilo çekirdeksiz siyah üzüm
3.       2 kilo yarma(aşurelik buğday)  
4.       200 gr ceviz içi
5.       200 gr tuzsuz fıstık
6.       200 gr fındık
7.         50 gr çam fıstığı
8.         50 gr kuş üzümü
9.       5-6 tane sarı kayısı ikiye bolunecek
10.     4-5 tane incir dogranacak
11.      0,5 kilo Nohut
12.     7-8 karanfil   
13.    2.5- 3 kilo Şeker ve 
14.      1 çorba kaşığı tuz  

Bunlari aliyorsun ama hepsini koymuyoruz yemek icin mutlaka ayiriyoruz. Ama ben icine koydugumuz miktarlara gore guncelledim listeyi. İçine koyduğumuz yukarıda yazdığım miktarlar yani.

Hazırlık;

Malzemelerin hepsi bir gün önceden aşağıda belirttiğim şekilde hazırlanıyorlar.
Üzümler; Üzümlerin hepsini gözden geçiriyoruz, saplarını mutlaka ayıklıyoruz. En uzun bu zaman alıyor zaten. Üç kilo üzüm ayıkla ayıkla bitmiyor. Sonra bunları genişçe bir kapta bir kaç su yıkadıktan sonra, kaba koyup üzerine de su koyuyoruz ve kapağını da örtüyoruz. Yarına kadar böyle bekleyecek, tozu toprağı iyice temizlenecek.

Fındık ve cevizi de bir kaba koyup benzer şekilde yıkıyoruz, sonra kaba koyup, üzerine su ekleyip kenara koyuyoruz. Cevizler suyu karartacaktır. Arada bunun suyunu değiştirirseniz iyi olur.
Nohudu da yıkayıp, sıcak suya koyuyoruz, o da sabaha kadar yumuşasın.
Diğer çam fıstığı ve yer fıstığını da yıkayıp suyunu koyup kenara koyuyoruz.
Kayısı ve incire dokunmuyoruz, bunları yarın doğrayıp, yıkayıp direkt çorbaya katacağız. Bunlar zaten yumuşak olduklarından akşamdan ıslatırsanız çorbada eriyorlar hepten.


Yarmayı, yani aşurelik buğdayı iyice temizleyip, ayıklıyoruz ve güzelce yıkıyoruz. 2 kilo olduğu için sakın üşenip de iyi temizlememezlik etmeyin, içinden taş toprak çıkmasın çorbanın sonra :)
Sonra yarmayı genişçe bir tencereye koyup üzerine de sıcak su koyuyoruz ve onu da kenara koyuyoruz.
Akşam yatmadan önce ise, yarmayı ve nohudu aşurenin pişeceği tencereye beraberce koyuyoruz ve varsa sobanın üzerine koyun, yoksa içine bir litre su ısıtıp koyun, sabaha kadar tencerede güzel güzel şişsinler.
Sabah;
Evet bunca hazırlıktan sonra artık pişirmek vaktidir. Ben anneme sanayi tip ocak almıştım ve bu tür büyük tencerede pişecek şeyleri hep o ocakta pişiririz. Normal aygazda kaynaması çok uzun zaman alıyor.
Neyse, Ocağı hazırlıyoruz, etrafına gazeteler seriyoruz ki, olur da dökülürse gazetelere gelsin. Ocağı açıp tencereyi koyuyoruz üzerine. Paralelde de su kaynatıp ekliyoruz üzerine tencerenin üçte ikisi dolana kadar. Karanfilleri atıyoruz tencereye ve iki, dolu tatlı kaşığı tuzunu ekliyoruz unutmadan. Yarma iyice pişene kadar kaynamalı. Yarmalar yarılınca ve parmağınızla bastığınızda eziliyorsa pişmişler demektir.
Sonra sırasıyla sarı ve siyah üzümü kevgire koyup çeşmenin altında iyice yıkayıp tencereye koyuyoruz. Üzümlerden sonra da ceviz, fındık ve fıstıkları yıkayıp hemen koyuyoruz. Bu arada da karıştırıyoruz ki dibini tutmasın, çok hızlı tutuyor, yarmalar özendikten sonra. Tüm meyveler konduktan sonra ocağı iyice açıyoruz ve meyveler kaynara çıkınca yavaş yavaş şekerini ekliyoruz ve karıştırıyoruz. Şekeri ile bir iki dakika 
kaynattıktan sonra ocağı kapatıyoruz. Kapağını üzerine koyup, bir 10-15 dk minimum bekliyoruz. Bu bekleme özellikle üzümlerin şişmesi için, bir ara açıp bir karıştırıp tekrar kapağını kapatıyoruz. 5 dk sonra, artık olmuştur hazırdır, kaplara koyup dağıtabilirsiniz.
Annem çorbayı dağıtırken, kızım pişirdi diyor ama ben aslında onun dediklerini uyguluyorum. Ha annem evde değilken de  yapıp dağıtmışlığım var ama o zaman da ona telefon açıp sormuştum yine de. Bunca zamandır hep onunla beraber yapmışımdır, daha doğrusu direktiflerini uyguluyorum :) bundan sonra da hep onunla beraber yapmak kısmet olsun istiyorum. Annem benim, ellerin dert görmesin. Hayatımdaki en büyük lezzetlerden birisidir aşure ve hep de öyle kalacak, annem senin elin değince de tadı yerine geliyor, ellerin ona hep değsin istiyorum.

Afiyet olsun.