18-21 Agustos 2012
18 Agustos Ctesi
Bugunku tembellikle yola cikamayacagiz herhalde diye dusunurken, bir gayret cantalar hazirlanir.
Saat 16.10 itibariyle yola cikilir. İstikamet Pazarkule sinir kapisi.
20:00 pazarkule sinir kapisi
20:45 Kastanies sinir kapisindan taksi ile Orestiada'ya yolculuk.
Taksicinin yuksek cabalari sonucu ucuncu otelde(€50 oda) yer bulduk ve attik cantalari, ciktik sokaga. Biraz dolasma ve muhtesem bir aksam yemegi; ahtapot, kalamar, levrek, salata ve uzo sahane beslisi(€49).
Biraz daha dolas ve sahane krep kahve ikilisini tat. Daha da dolas, artik butun sehri avucumuzun ici gibi biliyoruz ve otele donus. Uyku zamani.
19 agustos pazar
Bugun niyetimiz araba kiralama ve uc gun arabayla kasik kepce dolanma.
Sabah caddede bir yerde guzel bir kahvalti. Ne yazik ki sadece bir tane araba kiralama sirketi varmis ve onda da araba yokmus. Kismet. Gelin ata binmis yaa nasip demis :) (dino ibrahim'in unlu sozu) Amaa Alexandropoli'ye otobus varmis, biz de cantalari toplayip geldik otobusu bulduk ( bilet €10.5). Her saat basi imis otobus ve saat 12:30'da kalkti. 1saat 50 dk suren yolculukla butun ufak koylere ugrayarak geldik Dedeagac'a. Bugunun Pazar olmasi itibariyle araba kiralamacilari kapali imis oyle duyum aldik. Bakalim bi otel veya camping bulursak anliycaz ne olup olmadigini :)
Municipility Camping sahane bir yer bulduk, supper organize hersey var. Banyosu, tuvaleti, restorani, marketi, elektrigi, suyu hersey yerli yerinde ve temiz. Bizim yerimiz 52 numara. Tum kamp alanlarinin etrafi agac ve calilarla sinir olusturulmus. Yaklasik 20metrekarelikbir alani var her cadir yerinin. Buraya gelirseniz restoraninda mutlaka oturun biseyler yiyin, muhabbet edin. Dunya tatlisi insanlar.
Aksam yuruyerek merkeze gittik. Yaklasik 10 dk suruyor yurumesi. 1.5-2 km kadar yolu ve keyifli bir yol. Sahilde aksam yol arac trafigine kapatiliyor. Fenere kadar yuruyup geri donup bir tavernada yemek icin oturduk. Buranin diger yerlerden bariz bir sekilde kalabalik oldugunu gorunce biz de buraya oturalim dedik. Turkce menuleri bile vardi. İzgara ahtapot, kalamar, adini hatirlayamadigim bir balik, salata, bir sise yunan sarabi ve bir duble Efe raki (evet efe ve yeni raki da vardi adamlarda) su ekmek ve sonrasinda onlarin ikram ettigi cikolatali krep, dondurma, mozaik tatli, karpuz vs catliycam imdaaaat(€37). Bunlari yiyip ictikten sonra patlayan karnimizi indirmek icin bir tur daha attik sahilde, kahve girisimlerimiz basarisiz sonuclaninca kampa dogru yurumeye basladik ve dis fircalamasinda sonra cumba cadir :)
20 agustos pazartesi
Sabahtan kalkip marketten feta peyniri( bizim beyaz peynir) ve papatya ekmek aldik. Gelip restorandan da sicak su alip termosumuzda cayimizi yapip, greek salatasi esliginde sahane kahvaltimizi yedik. Sonrasinda da sevgili abimiz bize karpuz ikram etti. Gelip gunaydin nasilsin diye hal hatir sorduktan sonra :)
Eveet asil macera bundan sonra basliyor. Kahvalti yaparken restoranin isletmecisi ile tanistik. Kendisi zamaninda Hollanda'da Turklerle calisirken Turkce ogrenmis. Muhabbet esnasinda kiralik araba aradigimizi ama bulamadigimizi soyledik. O da durun ben bi arayayim diye gitti. Sonra Babis ile beraber geldiler. Babis dedi ki; alin benim arabayi gidin. Benzin koyup gidin gezin nereyi gezmek istiyorsaniz. Once biraz sasirdik sonra tamam dedik. Kampin yanindaki parktan Babis'in arabasini aldik, o eve uyumaya gidecekmis, onu birakip biz ciktik yola. Komotini ve Xanthi vardi gormek istedigimiz ama Komotini'ye gidip hic begenmeyince Xanthi'ye de gitmedik. Asagi inip Lagos'a geldik. Burasi ufacik bir yer port'un oldugu iki restoran var o kadar.
Cevresi gol ve orman ile cok seker bir goruntusu var. Burasi cok enteresan bir yermis. Sahilde yururken balik tutan adamlar Turktu. Diger balik tutan adam kayincosu imis falan, sonrasinda yemek yerken gelip oturan digerleri de Turktu, yoldaki bir cok araba TR plaka idi. Biz heryerdeyiz ya. Yemegin muhtesem oldugunu belirtmeye hic gerek yok sanirim. Uzerine bir sade kahve guzel gitti. Neysem koccaman olun karnimizi tutup bindik kirmizi seat cordoba'miza ve tuttuk kampimizin yolunu. Gelince tembelligimizi biraz
olsun uzerimden atabilmek icin, hooop atladim denize. Su biraz kendime getirdi mayismis beni. Gunesi denizde batirdiktan sonra, sicak bir dus ve termosumuza sicak suyumuzu alip sahilde cay keyfi yaptik. Sivriler de kan keyfi yapti tabii. İki gundur yenmedik yerimiz kalmadi. Gumrukte baslayan sivrisinek saldirisi hic bitmeyecek galiba :( kasiniyoruuum. Sonra dedik iki yuruyelim de kendimize gelelim ve ciktik merkeze geldik. Simdi de yaydik gobekleri. Bacardi Breezer esliginde gece serinliyor :)
Donus ve hizlica tulumlarla sarmalanis.
21 agustos sali
Sabah deniz cok guzel gorunuyordu. Uzunca bir yuzdukten sonra, dus ve toparlanma. Cadiri toplayip esyalari yerlestirdikten sonra greek salad ve omlet, cay esliginde saglam bir kahvalti. Fotograf vs de tamamlandiktan sonra herkese hoscakalin dileklerini serpip ayrilis. İki kisi, iki gece bir cadirin maliyeti olan 30 euroluk kamp yeri ucretimizi de odedik ve taksiye cantalari atip otogara gidis. Kastanies sinir kapisina gitmek icin Orestiada'ya gitmemiz ve oradan Kastanies otobusune binmemiz gerekiyor. Ve Orestiada otobusunun kalkmasina sadece 6 dk varmis, sevgili taksi soforumuz tarifeye bakip soyledigi. Kendisi hemen otogari aradi. Zaten 2 kmlik yol idi ve 5 dkda oradaydik. Ben biletleri alana kadar, amcacan cantalari otobuse yerlestirmisti bile. 12:29 itibariyle otonuste yerimizi almistik ve 30 hareket ettik.
Orestiada'da Vergina birasi ile serinleme. Kastanies otobusu(€1.60) 15.30'da ve bizimde 1 saatimiz varken biraz yayilalim dedik :)
Vergina birasinin serinligiyle yasanan guzel bir ara oldu. Otobusle Kastanies 20 dk suruyor buradan. Sinirin 200m gibi yakininda otobusten iniyorsunuz. Bizim gibi yukunuz 15-20 kilo degilse ve hava da 36 derece degilse sinira ve buradan da Turkiye'ye olan toplam 1300m lik yol cok keyifli. Yunanistan tarafindaki polis cocuk bizi hatirlamis. Turkce 'siz uc gun once gecti, degil mi' diye sirinlik yapti. Sanirim sirtinda kamp techizatiyla buradan yuruyerek gecen cok olmuyor :) TR'ye gectikten sonra attik cantalari arabaya ver elini İstanbul. Yine cok sansliyiz, trafiksiz sorunsuz geldik. Saat sekizde evdeydik :))