Hayat bu mudur, budur! Evet budur :)

Vardığımız gün çok rüzgarlı idi hava. Çadırı iyice gerdirerek ve bütün iplerini bağlayarak hızlıca kurduk. Gece çok ses yapmasın rüzgarla diye iyice fikse ettik. Sonra tabii ki çay yapmaya geldi sıra, artık hava da karardı sayılırdı. Dışarda rüzgar inliyorken, içerde çayımızın kaynama sesi, sıcaklığı ve şahane kokusu vardı. Akşam yemeği ve sonrası geyiğinden sonra, yorgun ve uykusuz bünyeler çok dayanamadı uykunun çağıran sesine ve tulumun sıcaklığına eriştik geceyarısı olmasına daha cok varken.
Açlıkla bir anda bu kadar rotaya girince haliyle bünye yoruldu, eller şişti, ayaklar acı çekti :) Ama acısı bile güzeeel :D Mazoşizm özünde var bunun, her sporda olduğu gibi!
Tırmanışan sonra etrafta keşif gezisi yaparken Tatar sektörün kuzey tarafından ileri doğru yürürken meyve ağaçları göreceksiniz birbaşlarına. Elma, armut, ayva, ceviz vs dolu. Ceviz değil ama diğerlerinin dallarından meyveler sarkıyor, dökülüyor ve hepsi süpper lezzetli. Tabii bunları kemirdikçe mide daha fena kazınıyor ama olsun. Yediklerimiz midemizde, yemediğimiz iki üç ayva da elimde olarak döndük kampa.
Rüzgarsız, sakin bir akşam, dışarıda yenen yemek, yanında bir kadeh şarap, erken kararan hava, tırmanış yorgunluğu, hepsi üstüste binince ne de güzel uyuttu!
Tırmanışa giderken süper icat olan 'kamp duşu'nu güneşin altında bir kayaya koymuştuk. Döndüğümüzde su resmen ısınmıştı ve onu bir kayanın tepesine asıp duş almayı başardık. İki gündür yüklendiğimiz kirlerimizden arındık, ferahladık, hafifledik, süper oldu. Üstüne bir kahve yapıp oturduk. Derya Basak gelecekti bugün, halen ortada yoklar derken arabaları göründü. Akşam sohbet, muhabbet, yemek derken yine saat nasıl geçti anlamadık ve güm uyku!
Sabah kahvaltıdan sonra, erken sayılabilecek bir vakitte Derya Başak yola çıktı. Onların yol uzun Bafa Gölü'ne gidecekler. Bizim kürekler yine aheste. Bugün Evren'ler uğrayacak onları bekliyoruz. Ama artık bizde de bir dönüş toparlanması var. Evren geldiğinde, kahveler içildi, muhabbet edildi, bolca bisikletten konuşuldu. Onlar ve kısa süre sonrasında biz de döküldük yola. Küçük molalarla vardık Ankara'ya girdik otosanayiye ve bıraktık sarıkızı oraya. Haldun'un lojistik desteği ile İstanbul yollarını arşınlamak üzere Aşti koridorlarındaydm yine.
Küçük not;
- Karakayalar'da bakkal vs hiç birşey yok tüm techizatınızı yanınıza almanız lazım. Birşey lazım olursa da 7km yakındaki Kaymaz'a gitmeniz lazım.