Geçen gün resim defteri aldım kendime. Ne kadar da uzun zamandır çizmediğimi düşündüm. Çok uzun olmuş. Uzun aylar geçmiş. Sonra aldığım defter tanıdık geldi bir yerden. Sonra güldüm kendi kendime. Hey gidi günler dedim. Dünya çok küçük.
Eve geldim, gökte dolunay vardı. Dolunayın ışığında çizmek istedim, ama sonra bir farkettim ki kalem kutum yok. İstanbul'da kalmış. yani kurşun kalemim de yok. Evi karıştırdım durdum. Yok da yok. Renkli çizmek istemedim. Çizmedim. Kaldı öyle İçimde çizildi her şey.
Bugün üzücü bir haber aldım, içim ezildi. Çok zor günler geçiyor, çok yoruldum. Her yönden. Bazen sınav gibi geçiyor günler. Çok gergin hissediyorum kendimi. Verdiğim kararların doğruluğundan emin değilim. Aklım git-geller yaşıyor. Öyle değişiklikler yaşıyorum ki, hayatımın ortasına çökecek şeyler. Savunmasız kalcağım bir nevi. Zırhım düşecek. Satacağım zırhımı.
Bugün yine eve geldim ve yine çizmek istedim doya doya, yine çizemedim kalemim yok. Günlerim konuşmalar, koşuşturmalar, buluşmalar içerinde geçiyor. Markete gidip birşey almadan dönüyorum. Gelmiyor aklıma.
Şu Mayıs içinde kopacak tüm fırtınalar. Tam Mayıs sıkıntısı yaşadağım sanırım.
Vucudum da uyarılar vermeye başladı, yoruldun sen diyo. Sonra da aloo kime diyorum diyo :D
Son Sumer Kraliçesi - Yaşamı ve eserleri
-
31 yıl boyunca 74 bin çivi yazılı tableti okuyup çevirdi.
Bugün İstanbul Arkeoloji Müzelerindeki Sümer, Hitit ve Akad tabletlerinin
tümü üzerinde çalış...
2 gün önce
0 yorum:
Yorum Gönder