Gün 1 – 27/02/20 evet doğumgünüm
:)
Resmi doğumgünüm akşamı saat 20.20
uçağına Hakan'ın sponsorluğunda rahatça geldim. Sağolsun çok
düşünceli bir teklif yaptı ve ben de mutlulukla kabul ettim.
Arada hastalıklardan korusun diye nane limon bile içtik :) o
kahveyi tercih etti tabii. Naneyi yiyeceğimi bilmiş ve çayını
seçmişim ben de.
goindigo |
IndiGo ile olan yolculuğum süper
geçti. Evet sallandık mallandık ama bu sağanakta normal tabii.
Saat gece 5 olmamıştı ki New Delhi havaalanına indik. Saat 7.15
Dehradun uçağım olduğundan dolayı fast forward servisi satın
almıştım. Yani çantanızı öncelikli veriyorsunuz ve öncelikli
alıyorsunuz. Verme kısmı süper oldu ama alma kısmı bir türlü
olamadı ne yazık ki.
Pasaporttan vs çok hızlıca geçtim.
Benim vize türünde sıra vs hiçbişi yoktu, ufak bir form doldurup
cart diye bagaj alımına geçtim. 20 dk sabrettim bagajım gelsin
diye ama vakit daralınca orada bulduğum bir görevliye 'fast
forward' aldığımı ama halen benim çantamın gelmediğini
söyledim. Ha hu boarding pass madam vsvs dedikten. Gitti etti,
birilerini aradı vs benim çanta bir türlü gelmedi. Ne yazık ki
bu maceradan yarım saat sonra yani uçak indikten bir saat sonra
çantam geldi.
rahat bir otobos |
Koşarak çıkıp içhatlara gitmek
istedim ama ne mümkün. İçhatlar 8km ötede bir terminaldeymiş.
Terminal 1D içhatlar. Eğer uçağınız bağlantılı değilse
buraya gitmeniz gerekiyor aman dikkat. Ama bağlantılıysa Terminal
3, yani uçağımızın indiği terminalden gidebiliyorsunuz.
20Dk bir shuttle gidiyormuş Terminal
1'e ve sonraki araca da 20dk varmış. Önce geldiğiniz boarding
passinizi göstererek bir yerden bilet alıyorsunuz shuttle'a binmek
için.
Terminal 1 shuttle bileti |
Bir önceki yeni kalkmış. 20Dk sonra
gelen, 2.dünya savaşından kalmış otobüs nevi şeye 500 kişi ve
800 çanta sayılarınca itişe kakışa bindik. Kişisel alan
dediğinizi duyar gibi oluyorum sinirlerim bozuk söyletmeyin.
8Km yol 15-20dk sürdü. Ben alana
varıp içeri girdiğimde saat 6.45'ti, yani yarım saat kalmıştı.
Ve içeri almadılar ne yazık ki. Chekin zaten kapanmış ve
boarding bile tamammış nerdeyse. Ağlamak istiyorum. Benim gibi
aynı şekilde bir kız daha var beraber koşuyoruz. Sırtımdaki
çanta 15kg, önümdeki 7kg bu arada.
Kontuardaki abla 9.30 başka uçak var
ona yetişirsiniz, biletinizi ona değiştirin dedi. Bilet satış
başka yerde, hooop ona koşarız. Arada bir abla durdurup pnr nomuzu
ve çanta sayımızı kaydetti.
Gittik derdimizi bilet satıştaki
ablaya anlattık ama kocaman bir MİMKİN DEİL duyduk. 9.30 uçağı
full imiş. Sonra 17.50 de varmış bir uçak ama ablaya müsait
koltuk görünmüyormuş belki biz internetten bakarsak bize
gösterirmiş. Benim telefon dataya bağlanmıyor kafayı yiyorum. Bu
arada Dehradun havaalanına bir taksi gelecekti beni almaya onların
numaralarının olduğu maili de açamıyorum ki uçağın kaçtığını
haber edeyim. SpiceJet 17.50 uçağı için 15.000 küsür rupi gibi
bizde 1500 liraya denk gelen süper fahiş bir rakam söyledi. Diğer
İndiGo, Air India vsvs havayollarının ofislerine de sordum, ya
dolular ya fiyat daha fahiş. Brezilyalı ve Avustralya'da yaşayan
bu ablanın açtığı iki dk internetten taksicinin numarasını
buldum onları aradım ama arada VF yanımda'yı açamadım
çalışmadı.
Ne yapalım edelim derken, benim
Brezilyalı abla çok açmış bişiler yiycem ben dedi. Ok ben
burada bekliycem dedim ama bekleyemedim. Trenle gideyim bari dedim.
Sonra bir tren garına yolculuk macerası başladı.İyi mi ettim
kötü mü ettim tartışılır çünkü günü sonunda o kadar
çırpındıktan sonra o 17.50 uçağını bekler halde Terminal
1D'deyim.
tren istasyonu |
Bilet satıştan dışarı çıktım ve
train station'a nasıl giderim diye soruyorum. Herkes bir şey
söylüyor mübarekler ama hepsi farklı şeyler söylüyor. Sen daha
duuuur diyomuş yukardaki (şimdi gelen sms ile rötar olduğunu
öğreniyorum, o rötar sabah olacaktı:() Train Station lafından
hoşlanmadılar Railway Stationmış, ok öyle olsun. Bir otobüs
gösterdiler üzerinde yine shuttle yazan ve bu tren istasyonuna
gider dediler. Bindim. Amanin bir 40 dk gittikten sonra otobüs bir
yerde durdu. Netekim istasyona gitmiyormuş. Oradan başka bir
otobüse bindirttiler beni. Bunun son durağı tren istasyonu dediler.
İki çantamla beraber artık ben de onlara benzedim ve etrafı yararak
geçtim bir adamın yanına oturdum. Yanına oturduğum abinin gözler
faltaşı mutluluk ve şaşkınlık karışımı bir bakış bakıyor
bana. Ben de gülümsedim ve merhaba dedim. Ne yapayım.
kadın bileti |
gerçeği anlatan ufak bir kuple |
Bir şekilde vardım o istasyona ve
bilet satışı buldum. Express Dehradun bileti istedim veee amca
yoook dedi. 15.20'de varmış tren, 6 saat sürermiş. Hemen almadım
bir sindireyim dedim. Daha 6 saat var çünkü. Oturacak bir yer
bulayım dedim ki, kadınlar bekleme odası gördüm, girdim.
Sırtımdaki çantaları atıp internet bulma çabasına girdim.
Hindistan sim kartınız yoksa giremiyorsunuz internete arkadaş bu
nasıl şey böyle. Neyse genç bir çocuk bu derdime çare oldu ve
bir yerlere kayıt yapıp yarım saatlik internet buldu bana. Hemen
önce VF yanımdaya girip Herşeydahil pasaportu yaptım ve datam
açıldı. Oooh bee. Sonraa tebi acaba risk alıp trenle mi gitsem
yoksa şu uçaklara simdi bir baştan mı baksam dedim ve
skyscanner'ı açtım. Ama uygulama 800 lira gösteriyor, teklifleri
göster diyorsun fiyat hooop 1000 küsür oluyor. Görünen fiyatlara
bir türlü bilet alamadım yani. Buralarda skyscanner'a da pek
güvenmemek lazımmış. 950'ye razı olup 1250 liraya yani 12500
rupiye SpiceJet'in 17.50pm uçağını aldım. Tren istasyonundayken,
o iptal oldu bu gecikti vs anonslarını duydukça tırstığımdam
dolayı içün.
görebileceğiniz enn iyi yol |
metro sonrası shuttle bileti |
Eeee şimdi Terminal 1D'ye geri dönmem
gerekiyor. Tren istasyonuna girerken Express Airport Metro tabelaları
gördüm. Hedefim orası. Yuppi accık çabalayarak puldum daa orayu
da. Girdim biletimi aldım indim metroya bindim. Aman yareppim,
bayağı normal metro gibi değil gibi.
Terminal 1D'ye gitmiyormuş ama
ahahahah. Oraya gitmek için tekrar shuttle'a binmek lazımmış.
Yüzde kesin çok eğleniyor yukardaki :D Ben artık cıvıttım,
vakit de bol ya, şaşkınlığı aştım meraka gark oldum. Bugün
kaç otobüse ya da kaç araca bindiğimi sayamıyorum. Derken
gerçekten Terminal 1'e geldik. Hiçbir şey olmamış gibi, girdim
checkin yaptım, güvenlikten geçtim. Karşımda bir Starbucks
gördüm ve gittim bir kahve alıp oturdum. Şaşkınım, çok
şaşkın. Yorgunluk ve uykusuzluk kısmı bundan sonra çıkacak.
Omuzlarım ağrıyor ve göslerim kapanıyor.
Bugün ne öğrendim;
- bağlantılı olmayan uçakların arasında 4 saat bırak eğer Avrupa'da değilsen,
- okuduklarına çok güvenme ama onları unutma da,
- BURADAKİLERİ SORU SORMA. Soru soracağın kişiyi iyi seç, sadece ve sadece yüzüne bakınca okumuş etmiş görüntüsü olanlara soru sor. Sakın ha başkasına sorma ve dinleme, bildiğini okuduğunu oku. Havaalanından yanlış otobüse bindirdiler, sonra oradan yine yanlış otobüse bindirdiler. Metro istasyonunda asansörde burası airport express katı mı dedim, yes yes deyip beni karga tulumba asansötden dışarı çıkardılar, o kat değilmiş bir alt katmış. Salak ben yazıyor, okusana. Ben de tutuldum artık. Beynim durdu. Buradakilerde 'bilmiyorum' diye bir cevap yok. Herkes her şeyi biliyor ama yanlış biliyor, aslında bilmiyor ama bilmediğini de bilmiyor. Durum kaotik bir karışıklıkta.- fotoğraflar benim gördüklerimi yansıtamıyor, çünkü sadece rahat hisettiğim zamanlarda çekebildim.
Bugün neler gördüm
- panoramik Delhi turu
- iki beyaz kalebodurun olduğu duvar gibi her yeri açık şeyin umumi wc olduğunu,
- kadınların çok zor bir yaşamının olduğunu,
- haremlik selamlığın çok genel bir uygulama olduğunu,
- kadınların genelinin çok çok güzel olduğunu ve harika renkli elbiseler giydiklerini,
- adamların aynı ölçüde çoook çirkin, itici ve pis olduğunu, burunlarını karıştırıp karıştırıp yuvarlayıp özenle yere atıyorlar. aslında herkes her şeyi yere atıyor :(
- maymunların bizdeki kediler gibi gezdiğini,
- sokakta hiç kedi olmadığını ama köpeklerin kocaman kocaman sürüler halinde çok çok çok fazla olduğunu,
- her yerin inşaat olduğunu
- havanın gri ve sıcak olduğunu,
- memleketin çok kirli olduğunu genel olarak çiş koktuğunu
Starbucks'ta aldığım kahveyi içerken
bir 10dk uyuyakalmışım. Vucüt şalter indirmiş. Bolca kitap
dinledim. Sonra da açtım bunları uzuuuun uzun yazdım. Sabrınız
varsa okuyun, yoksa 'amaan manyak işte' deyip geçin. Bu yazıyı
yazarken sms geldi, uçakta yarım saat rötar var.
mevcut halim :) |
Yazmasam çatlayacaktım...