28 Ağustos 2009 Cuma

MAC mi, tesekkurler almayayim

Bu yilin basinda Ocak ayinda nasil bir gaflete dustuysem MAC'e (Mars Athletic Club) uye olmustum. Ama tabii uyelik sirasinda hersey gulluk gulustanlik, pek bir seyin farkina varmiyorsunuz. Ne zaman ki birseyler degisiyor, o zaman anliyorsunuz.
Gidip gelirken hersey iyi guzel, gerci odediginiz para ile aldiginizi karsilastirisaniz ortalamada kaliyor.
Neyse efendim, Mayis ayinda benim WFP'de calisma durumum ortaya cikinca uyeligimi iptal etmek istedim. Sen misin isteyen seklinde bitmez tukenmez bir donguye girdik.
- Once isyerinden yurtdisinda calisacagima dair yazi istediler. Alala dedim nasil yani, ama bu yaziyi almak sorun olmadigindan bir ara vedim yaziyi o zaman Haziran'in 22siydi.
- Sonra Roma'ya geldigimde ne oldu, hani dedigimde benden buradan ikametgah nevi bir belge istediler. Yasadigimin evin kira sozlesmesini istiyorlardi, saka mi yapiyorsunuz daha ev bulup eve cikmadim ki dedim. E cikinca gonderirsiniz dediler. Yonetim boyle istiyormus.
- 2. ayin sonunda ev bulup eve ciktiktan sonra sozlesmeyi scan edip yolladim.
- aradan haftalar gecti ses cikmayinca bir sorayim dedim, onumuzdeki hafta 'yonetime' sunacagiz dediler
- o hafta gecti yine mail attim ses cikmadi
- bugun tekrar mail attim bakalim ses cikacak mi, cikarsa ne olacak.

Bu arada sadece ben sordugum da,cevap alabiliyorum o da bazen.

Yani arkadaslar diyecegim odur ki uzak durun MAC'ten, hem cuzdaninizi hem sinirlerinizi korumus olursunuz.

19 Ağustos 2009 Çarşamba

Trieste'den aklımda kalanlar mı?

Fotoğraflar koyup, şenlendirip şımşıkır bir yazı hazırlayabilirdim, belki yine yaparım ama aklımdakileri unutmadan atlamadan aktarmak istedim.
- Trieste çok şirin, düzenli, bir şehir. Görülmesi lazım.
- Bir dostla yenen yemeğin tadının daha bir güzel olduğunu hatırlamak lazım.
- Denize bereketi için teşekkür etmek lazım
- İnsanları bir ayrı, tanışmak, konuşmak lazım.
- Dağları çok güzel. İşaretli patikaları takip ederek Matajur'a çıkmak lazım. Tek ihtiyacınız istek. Bu dağlarda yürümek lazım.
- Rifugi'leri çok gerekli. Uğramadan yola devam etmemek lazım.
- Dağda sınır taşları var. Bir ayak Slovenya'da bir ayak İtalya'da iken resim çektirmek lazım.
- Castello di S. Guilo'dan şehre bakmak lazım.
- Val Rosandra'da yolun sonuna kadar gidip, gizli Trattoria'da birşeyler içmek lazım.
- Akan nehirde yüzmek lazım,
- Buz gibi akan şelalenin altında durmaya çalışmak lazım.
- Castello di Miramare'nin o güzelim bahçelerinde gezmek, oturmak iki çift laf etmek lazım.
- Kıyıdan denize atlamak, o güzelim Akdeniz sularında yüzmek lazım
- BEFeD'de adını hatırlayamadıgım tavuktan ve köfteden yemek, ama yemekten önce fıstık kazanından fıstık avuçlayıp masada çıtlata çıtlata yemek lazım.
- Akşam üzeri o uzun sahil yolunda keyif içinde sallana sallana dostlarla yürümek lazım.
- vee Piazza Unita'yı akşam görmek lazım. Bu güzelliğe hayranlığı sunmadan geçmemek lazım.
- Trenle bu güzel şehirden ve insanlardan uzaklaşırken, aslında mesafelerin bahane olmadığını hatırlamak, bahaneleri yaratanların bizler olduğunu unutmamak lazım.

- şükretmek lazım.

Serena'ya, Anna'ya, Yana'ya, adını hatırlayamadığım başkana, Franco'ya, Ester'e, Giancarlo'ya... ve isimlendiremediğim diğer dostlara bana bu üç günü çok değerli kıldıkları için teşekkür ediyorum ve bunları yaşadığım için şükrediyorum.

14 Ağustos 2009 Cuma

Yolculuk Trieste'ye, sonra Venedik, Treviso ve Roma

Bu Cumartesi günü burada FeraGosto, İngilizce deyimiyle Assumption Day. Türkçesi ne olaki diyenlere bilmiyorum, peki bu nedir diyenlere de wikiyi öneriyorum.
Ben tabii işin gezi imkanlarıyla ilgilendiğimde o kısımları meraklılarına bırakıyorum. Cumartesi yerine WFP'de Pazartesi günü tatil edildi. WFP'de adet böyleymiş, eğer bir tatil, tatile gelirse, sonraki iş günü tatil ediliyor.
E ben de Pazartesi'ye Cuma'yı da ekleyip bu sıcaklarda kuzeye doğru bir çıkayım azıcık trekking yapayım istedim ve Trieste'ye gidiş Treviso(Venedik)'ten de dönüş olacak şekilde bilet aldım. Aradaki programı dair kesin bir şey yok henüz.
Dönünce olanları yazarım artık :)

9 Ağustos 2009 Pazar

Çiçeklerim

Beni biraz tanıyanlar bilirler çiçekleri pek severim. Burada da evde her geçen gün yeni bir çiçekle evin muhtelif köşelerini renklendiriyorum. Özellikle bahçeyi tabii ki. Solda gördüğünüz bahçemizin sol tarafı. Köşede de gardenyamız var.
Bu Gardenya Housewarming partisine gelen bir arkadaşın hediyesiydi. Saksını değiştirip büyük olana terfi ettik ve bahçemizdeki köşede yer kaptık.

Bahçemizin sağ köşeşinde ise yaz mevsiminin güzelleri yerlerini aldılar.
Şu an için evin içinde sadece iki tane Afrika Menekşesi var. Biri beyaz, biri mor. Bunları dün sabah San Giovanni Di Dio'daki açık marketten aldım. Salonun köşelerini şahane renklerdirdiler.

5 Ağustos 2009 Çarşamba

Evi de ısıttık :)

Eve geçtiğim günden beri arkadaşlar, parti parti diyorladı vee partimizi geçen Cumartesi günü yaptık. Bu memleketlerde adet olduğu üzre yeni eve geçince Housewarming partisi verildi.
Evi ısıtıyoruz yani :)
Cumartesi günü çiçekler alıp, karışmış bahçemi temizleyip çiçeklerimi yerleştirdim. Çiçekleri çoook seviyorum, hiçbr şeye benzemeyen yerleri benzersiz yapıyorlar.
Arkadaşlar akşama doğru gelmeye başladılar. Çok kalabalık değildik, sekiz kişi katıldı. Arada gelenler gidenler oldu. En son giden 12de çıktı. Ben de sonra ortalağı toparlayıp bir de kahve içip yattım.
Yalnız ertesi gün şişeleri toplarken bir de saydım ki sekiz şişe şarap gitmiş :) Adam başı yaklaşık bir şişe şarap gitmiş. Başarılı bir akşam olmuş yani. Kimsede bir şişe şarap içmiş gibi bir görüntü yoktu gerçi. Ya da ben de o kadar içmiş olduğumdan farketmedim.
Şarap bloğum için hepsinin fotoğrafını çektim. Sırayla yazarım artık.
Ehe en sonunda tam gönlüme göre olan, şipşirin bu evde ilk partimizi de vermiş olduk.
Darısı diğerlerinin başına...