25 Ağustos 2013 Pazar

Aladaglar notlari

Cok sicaktan bunalinca bir dağa atmak istiyor insan kendini. Şartlar da buna uyunca neden olmasindi! Oldu nitekim. Uzerinden iki hafta gecti. Bazen hemen yazamıyorum ya da yazsam bile hemen yayinlamiyorum. Olgunlasma zaman alabiliyor!

Sonuc olarak gecen seker bayramimizda Aladaglar'a gittik dort kafadarlar olarak.
etli ekmek
Oralari ne kadar anlatsam az ama ben oncesinde, kurt gibi ac bunyeleri doyurdugumuz Makas Etli Ekmek'den bahsetmek istiyorum. Nigde'ye dogru idi yolumuz haliyle ve Ankara'dan cikmistik yola. Birkac saat sonra Aksaray'a girdigimizde sevgili doktorumuzun, ben burda daha once yemistim, yiyelim mi burada onerisine, herkes tum acligiyla 'eveeet' dedi vee oturduk Makas Etli Ekmek Salonu'na. Burasi aslinda ufacik bir yer, hatta yolustunde olmasina ragmen farketmeyip kacirmaniz bile olasi ama bir kere tattiktan sonra tadini unutmaniz olasi degil. Iste boyle Aksaray'a girerken hemen saginizda gordugumuz bu etli ekmekciye oturduk. Herkes bir ekmek soyledi ve basladi bekleyis ve on dk icinde ekmeklerimiz bir metre boyunca geldi! Evet bir metre ekmek geldi, ama nasil leziz, nasil da citir ve hamuru incecik acilmis. Bir metre etli ekmek yiyorsunuz ama sismiyorsunuz! Resimde de goreceginiz gibi uzerinde izgarada pisirilmis biberler var ve yaninda domates, maydanoz ve limon ile servis ediliyor. Afiyetle yedik. Size de tavsiye ettik :)

Sokullu Pınar'dan görüntü
Nigdeye vardigimizda aksam olmustu artik, Demirkazik'a vardimizda ise dokuz on gibiydi sanirim. Rambo'da biraz oturup cay ictikten sonra, yarimiz koyde odtu'nun dag evinde kaldi, bizse Rambo ile Sokullu Pinar'a ciktik. Buradaki kamp yerinde cadirimizi kurup, biraz yildiz seyrettik, cok gecmedense bu serinlikteki cagirici uykucunun kollarina kostuk.  Sabahsa iste boyle bir gokyuzune uyandik! Mukemmeldi. Kokular, goruntuler, serinlik… guzeldi.
Sokullu Pınar kıl çadırdan manzara
  Kil cadirin altinda yapilan bir kahvalti sonrasi renkler daha da canlilasti :) cantaya sandvicleri, cay dolu termosumuzu, muhtelif sıcak tutacak kıyafetlerimizi de yerleştirdikten sonra, kamptan köye(Demirkazık Köyü) doğru inişe başladık. Köye yakın Cimbar Vadisi diye bir yer var ve Gökhan Derya ikilisi burada tırmanış yapacaklardı bugün. Köye doğru yaklaşık 4km'lik bir iniş var, toprak yoldan doğru iniyorsunuz. Cok sürmüyor bir saat kadar ancak. Sonra Cimbar Vadisi'ne doğru geldik, beklediğimiz gibi bizimkiler buradalardı. Biraz oturup muhabbet ettik. Onları tırmanıyor görünce nasıl canım istedi tırmanmayı. Ama yanımızda ne ip, ne şu, ne bu olduğundan ne yazık ki mümkün olmadı. Biz de biraz cay içtikten sonra cok durmayıp, yolcu yolunda gerek dedik ve başladık vadi boyunca tırmanmaya. Bu Cimbar Vadisi pek şanlı bir yermiş. Her bir noktada sanki daha ileri gitmiyor gibi geliyor insana sürekli. Ama siz devam ettikçe o da devam ediyor. Hissiyatı da bir başka. Sadece siz ve vadi varsinız o anda etrafınızda yükselen duvarlar arasında. Vadide yaklaşık 8km yürüyerek 1000metre yükselmiş olduk, vadiden sonra Arpalık Yalası'na çıktık. Bir anda bir yarı aşıp denize varmış gibiydi önümüzde ucsuzca uzanan yayla. Sonrasında yaklaşık 4km hafif iniş yürüyüşle tekrar Sokullu Pınar Kamp Alanı'na vardık ve günün aktivitesini sonrlandırdık.
Akşam arkadaşlar da geldiler ve mangal, şarap ve rakılı olarak bol muhabbetle bitirdik günü.

Çömçe Göl
Ertesi gün Rambo ile beraber Karagöl'e cıktık. Kamp alanında çadırımızı kurduktan sonra, Çömçe Göl'e çıktık.
Çömçe, kepçe demekmiş. Gölün şekline bakınca da bayağı benziyor harbiden kepçeye :) Keyifli kısa bir yürüyüş oldu, ama göl çok güzeldi. Hatta aşağıda kamp alanında kullandığımız içme suyu da buradan geliyormuş.
Böyle olduğunu öğrenince hemen yere atlayıp kafamı suya daldırdım ve kana kana içtim. Bu halde çeşitli fotolarım var ama çok şebek bir görüntü olduğundan buraya koymadım :) Güneşi burada batırdıktan sonra tekrar indik Karagöl'e. Burada göl epeyi çekilmiş fotodan da görebileceğiniz gibi. Bu arada Karagöl 3000metrede ve yürüyüşten döndükten sonra etrafı cevrilip, uüstünden hortum sallandırılarak duş haline getirilmiş yerler var. Vee çok şaşıracaksınız ben burada ılık hatta neredeyse sıcak duş aldım 3000metrede!  O kadar reklam yapmışım ki bir de tüm Fransızlar sıraya girmiş duş için :)
Karagöl
Suyu nasıl mı ısıtıyorlar? Şöyle; Çömçe Göl'den buraya 2km'lik siyah boru çekmişler!!! İşte böylece su yukardaki gölden buraya o iki kilometrelik boru boyunca gelirken ısınıveriyor. Süpper bir çözüm. Çoğu yerde su bile bulamazken, bir de sıcak su. Yihhuuu :)

Ertesi gün Karagöl'den Emli Vadi'sine indik ve bu sefer çadırımızı buradaki kamp alanına kurduk. Bugün ünlü meyve şarapçısı Süleyman'ı gördük, günlerdir kendisiin yaptığı şaraplardan içiyorduk ufak ufak, onunla ve Fatma'yla tanışmak güzeldi. Bugün akşam üzeri ise Emli'ye dönüp saat 6 gibi Kale Tepe'ye tırmanmaya karar verdik. Güneş yattığında yola cıktık. Önce patikadan sonra çarşaktan yavaş yavaş çıkarak en tepesine ulaştık Kale Tepe'nin. Yaklaşık iki saat sürdü çıkısımız. Burada uzuuun bir mola verdik. Aşağıda kampı izledik, etraftaki dağ masiflerini seyrettik, çay içtik sandviclerimizi yedik. Çok güzel bir iki saat geçirdik.
Kale Tepe
Güneş batmadan inişe başladık, çıktığımızdan cok daha kısa bir sürede inmiş olduk. Bu arada adına Kale Tepe denmesi boşuna değil, yukarıda Kale kalıntılaını görebilirsiniz.

Buralarda günbatımında dağlar kızarıyor, muhteşem görüntüler sunuyor. Bu resimleri bizzat orada olup çekmeniz, beyninize kazımanız lazım. Boyle bir yer Aladağlar bir giden tekrar tekrar gidiyor.

Biz indiğimizde Gökhan Derya gelmişlerdi. Onlar da bugün çok güzel ve yorucu yürüyüş yapmışlar. Oturup biraz çay içtik, sohbet muhabbet geçti akşam.
Gün batımı

Ertesi gün Emli'den Kazıklı Ali Kanyonu'na yürüdük. Burada birçok tırmanıcı olmasını beklerken sadece bir iki kişi gördük. Günlerden Pazar ve tatilin son günü olması sebebiyle herkes yok olmuştu. Vadide çok güzel bir yürüyüş yaptık. Miss gibi kekik topladım. hatta vadinin sonuna varıp yukarı çıkmıştık, geri yürümek için ama vadideki kekikler cok daha güzel olduğundan tekrar vadiye indik ve ben kekik toplamaya devam ettim. Geyikbayırı'ndan topladığım kekikleri bitmesin diye az az kullandığımızdan cok topladım ve artık bol bol kekik tüketebilirdik. Aynı zamanda her yerde kızarmış olan kuşburnuları toplamak için içim gitti ama ne yazık ki yanımıza hiç çanta veya çantaya dönüşebilecek birşey almadığımızdan toplayamadım. Ne yapalım bir daha ki sefere deyip kekikleri bolca selpaklara sarıp durdum :)
kekikler

Bu akşam aşçımız Hasan Abi'nin yemekleri ile miss gibi doyurduk acıkan bünyeleri. Akşam geç vakit biz de yola çıkacağımızdan kampa varınca çadırı, eşyaları vs. topladık, çocuklar da gelince, Moris vs hep beraber biraz muhabbet ve eşyaları arabaya yükleyip köye indik. Rambo'da bir çay molasından sonra yola döküldük. Herkes erkenden kaçmış trafik rahatlamıştı, küçük bir pitstop sonrası yola devam ettik ve gece 2,5 gibi evlere vardık.

Özet olarak diyeceğim birşey var ki, o da eğer Aladağlara halen gitmediyseniz, bir gidin görün, yürüyün, ayağınızın altında o çarşağı hissedin, onda kayarak inmenin keyfine bakın :)

GBI haberleri

Bugün tesadüfen GBI ekibinden bir arkadasşın paylaştığı linkten gördüm bizim GBI turu haberini. Yıllardır Düşler Akademisi için tur yaparız ama yazılı medyada pek fazla haber olduğunu görmediğimizden mutlu oluyor insan :)
Gördüğüm bir kaç link burada, merak edenlere...

http://www.turkiyehaberajansi.com/haberdetay/65710/Dusler-Akademisi-Icin-Pedal-Cevirdiler

http://www.haberler.com/turkiye-takimi-dusler-akademisi-icin-pedal-cevirdi-4904647-haberi/

http://thebrandage.com/kuresel-bisiklet-girisimi-turunda-turkiye-takimi-dusler-akademisi-icin-pedal-cevirdi/

http://www.aa.com.tr/tr/sirket-haberleri/gundem/404924

http://www.abvizyonu.com/stk/vodafone-turkiye-takimi-dusler-akademisi-icin-pedal-cevirdi.html

14 Ağustos 2013 Çarşamba

Dalaman - Kas yolculugu

Kas herseyiyle guzel ama tek zor olan ulasimi, eger muhtelif toplu tasima araclari ile geliyorsaniz. (Bu da onun guzel kalmasinin diger bir sirri aslinda)
Ben genelde havayolu ile geliyorum. Dalaman'a ucup, oradan Kas'a muhtelif yollarla ulasiyorum. Her seferinde Dalaman'dan Kas'a nasil gidicem diye kafa patlattigindan, bu yontemleri sizinle de paylasmak istedim.
Ben bu sayfayı düzenli olarak güncelliyorum. Arada shuttle şirketleri de yorumlara transferleri ile ilgili bilgi yazıyorlar. Yorumları kontrol etmenizi öneririm.

Bu yollar da en kolaydan, zora ve dogal olarak en pahalidan, ucuza dogru soyle;

- taksi :) Dalaman -Kas 230tl. Bugunku fiyat(08/2013) 2016'da 250-280 idi gidince bi fotosunu çekerim.

- ozel transfer / Kas'ta ofisleri olan ozel transfer firmalari var. Bunlardan ayarladiginizda, Dalaman'a inis saatinizde orada olup sizi Kas'a gideceginiz yere goturuyorlar. Fiyatlari sabit, kisi sayisina gore degismiyor. Taksiden cok da ucuza gelmiyor ama bir tik daha iyi. Şimdilerde fiyatlar 180-200 gibi(2017)
Ben hep Sedat beyi kullanıyorum özel transfer yapacaksam, ki kış zamanı tek seçenek bu oluyor. Telefonu 05335244927 

 -*  15/04/15 ekleme: Ozel transferler bolumune bu yil cokca denedigim bir iki tanesini daha yazmak istedim. Bugun itibariyle Dalaman-Kas 150, Antalya-Kas 180-200 lira arasi. Yani 180 de var 200 de:)Bu aralar 'Kas Rent A Car'la bir iki kere yolculuk yaptim. Sikintisiz sorunsuz, gittik geldik. Oldukca memnun kaldim. Facebook'taki Kas' a transfer paylasalim mi grubundan da bos donen araclari varsa, bilgi veriyorlar. Eger oyle bir seye denk gelirseniz 100liraya gidersiniz. Muharrem Gumus 05332219235
_* 11.05.16 Muharrem Gümüş, Kas Rent A Car, bu yıl shuttle servis hizmeti vermeye başlamış. Tek yön 60 lira, rez: 0546 6120707

_*11.05.16 Transferbul.net'in seferleri 15 Mayis'ta başladılar, 60lira. Siteden direct rezervasyon ve ödemenizi kartla yapabiliyorsunuz. Ben geçen yıl bir kaç kullandım. Sorunsuzdu. Test edildi, onaylandı yani.
-* www.shuttlekas.com, www.kasgumustravel.com bunlar shuttle hizmeti verenlerden bildiklerim ve bir iki kullandıklarım. Yolculuğunuzun olduğu gün arayıp bir teyid etmenizi öneririm yine de her şey yolunda mı diye!
http://www.havas.net/
- Havas + Batı Antalya Otobus: bu yontemde de Dalaman Havaalani'ndan Havas'in Fethiye arabasina biniyorsunuz. 10 lira karsiliginda, yaklasik 1 saat 15 sonra Fethiye otogarinda oluyorsunuz. Oradan da Bati Antalya'nin midibusleri var Kas'a giden, onlara biniyorsunuz. Bu yolculuk da arti 2 saat ve 16lira maliyet. Ama yolda delirebilirsiniz. Hem ayakta yolcu aliyor, yol kenarinda kim elimi kaldirsa duruyor, klimasi yok sicaktan eritorsunuz vsvsvs. Bu yontemle Dalaman'dan Kas'a ulasmak 5 saat suruyor benim ornegimde!!! 


Eger Dalaman'dan degil de Antalya Havalimani'ndan gelirseniz, yine Havas'la Antalya otogarina gelip, oradan da Kas otobuslerine binebilirsiniz. Havas 45dk, otobus yaklasik 4 saat suruyor. Biraz yorucu olabilir. 

Istanbul'dan otobus ise yaklasik 15 saat suruyor. 

Arabayla ise 9 saatte gelebiliyorsunuz Kas'a. 

Bir keresinde Dalaman'dan gidip, Antalya'dan donmustum. Ozel transferle Antalya havaalani 3,5 saat kadar surmustu. 

Tabii bunlar benim bildiklerim. Bilmedigim ve daha kolay yollar varsa, bildirirseniz sevinirim :)

Tabii bunlarin disinda bir de araba kiralama yontemi var ki; super ideal oluyor aslinda ama eger tatiliniz uzunsa ve Kas'tan cikmayacaksaniz, gereksiz kaliyor. Ama haftasonu ya da uc dort gunlugune geldiyseniz, hele bir de uc dort kisiyseniz kesinlikle yapin derim. Masrafi da kiralayacaginiz arabanin sinifina gore olacak tabii ki :). Biz pek bilinmeyen lokal bir yerden bir Fiat vs kiralamistik ve gunluk 60lira gibi bir rakan vermistik. 

Ya ben ne cok gelmisim buraya ve her seferinde de bas sekilde gelmisim :)

* bu arada bu yaziyi Dalaman-Fethiye servisinde yaziyorum :) Birinci elden denenmis yontemler.

Eklemeler 29/06/14
Facebook'taki Kas'a transfer paylaşalım mı? grubunun yanısıra yine güzel bir secenek olarak www.transferbul.net'i huzurlarınıza sunarım. Transferbul.net'i henüz şahsen denemedim ama çok güvenilir bir kaynaktan aldım bilgisini. 16 Temmuz'daki seyahatimde kullanacağım demektir.:D

Haa bir de ya Kaş'a geldim, bir de dalış yapasım, belki dalışı deneyesim ya da eğitim alasım var diyorsanız, gelin beni bulun.


Dalış bilgi için tel : 05423872046

Mutlu tatiller :)

4 Ağustos 2013 Pazar

Julide Ozcelik ve Jazz İstanbul

Bu aralar en cok dinledigim ve cok keyif aldigim album olarak paylasmak istedim. 
Evet Julide Ozcelik'in, Jazz İstanbul albumleri(iki tane var cunku 1 ve 2 diye) 
Bu albumlerinde, halihazirda bildiginiz sarkilari, kendi yorumuyla jazz tarzinda seslendirmis. Pek de guzel yapmis. Nefesine saglik. Coook begendim. 
Jazz İstanbul albumunde en icime  isleyen parcalar 'Kendinle Kalirsin' ve 'Yalan Dunya'. Biri cok manidar, digeri cok gercekci!
Jazz İstanbul2 albumunda ise 'Zaman' parcasidir cani alan. O kadar guzel anlatir ki, hem cok kolay, hem cok zoru. 
Kendisiyle tanistigim gun, hafif buruk ama mutl doluydum, simdiki gibi!

Tabii kendisine gecmeden once yillari asan sekilde Birsen Tezer'in Cihan albumunu dinledim. Oyle ki artik kmse benle muzik dinlemek istemeyene kadar! (Evet sevdiklerim konusunda saplantili oldugumu kabul ediyorum) 
Ama siz de bin dinleyin ve eger aksini soylerseniz, susacagim !!!! Aslaaaaa…

3 Ağustos 2013 Cumartesi

Kaş ve Cafe Mola

Kas ve dalis dedik tamam ama lezzetlerinden de bahsetmek lazim. Burada bir cafe var, adi Cafe Mola. Emine hanimin sahibesi oldugu sirin bir yer.
Yaptiklari hersey cok guzel. Ama benim icin ennn guzeli o balli, meyveli krep!
Su resimlere bakinca ne demek istedigimi siz de anlayacaksiniz. 
Mukemmel yapilmis krep icine taze taze meyveleri dograyip koyuyorlar, ay seklinde kapatip uzerine tarcin ve az pudra sekeri doktukten sonra bal gezdiriyorlar. Ve iste boylece benim muptelasi oldugum sahane sey oluveriyor. Bir de yanina bir top dondurma olunca, tadindan yenmiyor, gozunuz donuyor. Bir kisi icin fazla olabiliyor, epey buyuk bir porsiyon cunku ama siz de benim gibi az yiyip giderseniz rahatca yersiniz. Simdiden afiyet olsun:)

Sadece bu degil tabii, benim en begendigim yemekler arasinda otlu peynirli krep(ben krep seviyom galiba!), ev yapimi koccaman hamburgerleri, o super patatesleriyle ve mantiyi da deneyin derim!

Ya iste boyle. Efenim Kas'a gelin, Kanyon Diving ile bi dalis yapin ustune de gidin Cafe Mola'da keyiflice semirin. 

Ohhh la vie est belle!