7 Aralık 2014 Pazar
PIA
4 Aralık 2014 Perşembe
Siir soylesisi
HANİ KURŞUN SIKSAN GEÇMEZ GECEDEN
Yiğit harmanları, yığınaklar,
Kurulmuş çetin dağlarında vatanların.
Dize getirilmiş haydutlar,
Hayınlar, amana gelmiş,
Yetim hakkı sorulmuş,
Hesap görülmüş.
Demdir bu...
Demdir,
Derya dibinde yangınlar,
Kan kesmiş ovalar üstünde Mayıs...
Uçmuş, bir kuştüyü hafifliğinde,
Çelik kadavrası korugan'ların.
Ölünmüş, canım,ölünmüş
Murad alınmış...
Gelgelelim,
Beter, bize kısmetmiş.
Ölüm, böyle altı okka koymaz adama,
Susmak ve beklemek, müthiş
Genciz, namlu gibi,
Ve çatal yürek,
Barışa, bayrama hasret
Uykulara, derin, kaygısız, rahat,
Otuziki dişimizle gülmeğe,
Doyasıya sevişmeğe,yemeğe...
Kaç yol, ağlamaklı olmuşum geceleri,
Asıl, bizim aramızda güzeldir hasret
Ve asıl biz biliriz kederi.
İçim, bir suskunsa tekin mi ola?
O Malta bıçağı,kınsız,uyanık,
Ve genç bir mısradır
Filinta endam...
Neden, neden alnındaki yıkkınlık,
Bakışlarındaki öldüren buğu?
Kaç yol ağlamaklı oluyorum geceleri...
Nasıl da almış aklımı,
Sürmüş, filiz vermiş içimde sevdan,
Dost, düşman söz eder kendi kavlince,
Kınanmak, yiğit başına.
Bu, ne ayıp, ne de yasak,
Öylece bir gerçek, kendi halinde,
Belki, yaşamama sebep...
Evet, ağlamaklı oluyorum, demdir bu.
Hani, kurşun sıksan geçmez geceden,
Anlatamam, nasıl ıssız, nasıl karanlık...
Ve zehir - zıkkım cıgaram.
Gene bir cehennem var yastığımda,
Gel artık...
Ahmed ARİF
27 Kasım 2014 Perşembe
Şaire mektup
24 Kasım 2014 Pazartesi
20 Kasım 2014 Perşembe
18 Kasım 2014 Salı
16 Kasım 2014 Pazar
çiçekler ve mutluluk
Çiçek yetiştirmek öyle bir şey ki, hiç bir karşılık beklemeden yaparsınız. Karşılıksız sevmeyi öğrenmek için çiçek yetiştirmeyi öğrenmek lazım sanırım önce. Neyi sever neyi sevmez, ne kadar su ister bilmek, toprağını kontrol etmek, kurumuş yapraklarını almak gerekir.
Uzun süreli İstanbul dışında çok vakit geçiren biri olarak, eve gelir gelmez yaptığım şey önce çiçekleri tek tek kontrol etmek olur. Uzun seyahatler dolayısıyla günlük ilgi isteyen narinlerim için, ayrılırken özel olarak rica ederim, lütfen su ver iki günde bir bardak diye ama benim bu refleksif davranışımı başkalarından beklemek belki de haksızlık, kimbilir. Bu sebepten 'yağmura gülen çiçeklerim', yani 'aslanağzı'larım kurumuş durumda. Geri kalan hepsinin keyfi ise yerinde. Bakalım aslanagzılarına da bir çözüm bulabilirim belki.
Ama uzun zamandır hissetmediğim kadar büyük bir mutluluk hissettim bugün beyaz meleğim sayesinde :)
Bu diğer dünya güzelleri ise kahvaltıya gittiğim arkadaşlarımın bahçesini süslüyorlardı ve şahane sarı çiçekleri vardı. Bir tür kaktüs olduğundan fazla ilgi istemeden yaşıyor. Alttaki minik ise yeni mahsulumuz :) Umarım onun çiçeklendiğini de görürüm.
Bardaktaki ise 'çıkmadık candan ümit kesilmez' lafının ispatı gibi. Kurumuş görünen dalın sabırla suda tutulması, suyun usanmadan değiştirilmesi sonucu çıkan o bir iki yeşil yaprak, ne büyük umuttur hayata dair...
Buraya sevdiğim bir blok olan Piktopet'teki, Özdemir Asaf'ın Çiçek Senfonisi'ni linklemek istedim.
Bu iki tweet'i de eklemeden edemedim...
Gece ve bisiklet
Fotoğraftaki gibi yollarda geçmeli hayat,
Fotoğraftaki gibi görünmeli gelecek,
Fotoğraftaki gibi olmalı hava,
Sonra artık kitle pedalları ve bastır gitsin, nereye varacaksa.
13 Kasım 2014 Perşembe
Ozlem
11 Kasım 2014 Salı
Silgi
Keske yasananlari da silebilseydik hisleriyle birlikte.
Ayrılış
7 Kasım 2014 Cuma
Ilkokul numaram
5 Kasım 2014 Çarşamba
Yol
31 Ekim 2014 Cuma
27 Eylül 2014 Cumartesi
Dedi ki…
22 Eylül 2014 Pazartesi
Gunlerden huzun…
13 Eylül 2014 Cumartesi
10 Eylül 2014 Çarşamba
hatırlamak ve Unutmak...
demiş Murathan Mungan
Ne de güzel demiş...
9 Eylül 2014 Salı
Bircarluccuiossonrasi
5 Eylül 2014 Cuma
Kaleme hasret defterim
30 Ağustos 2014 Cumartesi
24 Ağustos 2014 Pazar
Yanlış
23 Ağustos 2014 Cumartesi
13 Ağustos 2014 Çarşamba
11.gun ve devami
13.cü gün, Avusor Yaylası
Bugün büyük gün sayılır, Altıparmak Gölü'nü aşarak aşağıya Dadala'ya oradan da Avusor'a ineceğiz. Yol oldukça çetrefilli. Bir geçit aşıyoruz. Ama yola çıktığımızda bizi böyle bir şeyin beklediğini kimse bilmiyordu.
Bir gün önceden akşamleyin brief vermek diye birşey olmadığı için Osman'da ne yazık ki, ertesi gün sizi nelerin beklediğini anca karşılaşınca görebiliyorsunuz.
Ve Didingola'dan çıkıp da göle varınca anladık ancak ne muhteşem bir güzelliği bizi beklediğini. Mükemmel bir gölmüş bu göl. Altıparmak Gölü. Günlerdir böyle bir gölün hayalini kuran ekip suya daldı tabii haliyle. Saçma olarak ise, Osman bugün göle girecek vaktimiz olmadığını tutturmuş durmuş. Kimsenin taktığı yok haliyle.
Neyse millet keyfini yaptıktan sonra tırmanışa başlayınca gördük, buranın çıkışı esaslıymış. Öyle böyle derken vardık Dadala'ya.
Sonrasında ise ver elini çekirdek :D Bolca çekirdek yendi çayla:)
Ne yazık ki öylesine güzel başlayan yolculuk bu hale gelmişti. Göl kenarında grup lideri olacak müsvedde ile de tartışınca ne tadı ne tuzu kaldı haliyle.
Avusor'dan Muhammed abi aldı bizi arabayla. Tanıdık ve sevdiğim bir yüzü görmek çok iyi geldi. Sonrasında ver elini Ayder. Bugün bayram olduğundan Ayder coşmuş, inanılmaz bir kalabalık var. trafikten gidemiyoruz. Yer olmadığından Oberj'de kalamıyoruz Memişoğlu'nda kalıyoruz. Akşam Oberj'e uğradık. Bir iki horon muhabbet, çabuk bitti hersey.
Ohh insanın sevdiği insanların yanında olması ne mükemmel bir şey yaw :)
Benim uçak yarın, amcamların kızının doğumu geldiğinden Adıyaman'a gidiyorlar. Nasip kısmet. Bu sefer de olmuyor. Bakalım kısmeti ne zaman gelecek merak ediyorum.
Keyifli bir akşam ve ertesi gün sonrası, Ercan'larla havaalanına varış ve ver elini İstanbul.
Ertesi gün beni bambaşka maceralar bekliyormuş da haberim yokmuş :D
Yollarimizi renklerin ciceklerden bir aranjmam yaptim :D
9 Ağustos 2014 Cumartesi
Gun2 Firtina - Goboca -21/07/14 ptesi
Celal Amca'yi iki gundur dinliyoruz Okan'dan. Artik bayagi merak etmeye baslamistim. Sonunda gidip gorduk kendisini. 87 yasinda Celal Amca ve halen dimdik cok da neseli, keyifli. Bayagi sohbet muhabbet ettik Celal Amca ve ogullariyla. Buraya gelirken yagmur yine cok siddetli yagdi ve biz yine islandik. Gerci bende panco oldugundan pek sikintim yoktu. Biz otururken Kazim geldi. Neyse en azindan donusumuz garanti :D
3 Ağustos 2014 Pazar
gun9-la2 Komati -Egrisu 280714 ptesi
Neyse, ciktik Egrisu'ya ve kumanyalarimizi yedikten sonra, bir guzel serinlettim yine mutlu parmaklarimi. Bir sure sonra zaten inise gectik. Egrisu 2060'taymis, Komati 1500'de idi, eh 500m yukselmisiz.
gun8-la1 Altiparmak Daglari baslangic ve Komati Yaylasina cikis
gun 7 Gito'dan ayrilis ve…
Yasli gozler. Zor oluyor ayrilmalar.
Sonunda bindik arabamiza, yine Kazim abiyle seyrediyoruz yavas yavas. Yolumuz Badara yaylasina variyor. Gito'dan surekli seyrettigimiz o guzel yaylayi geziyoruz simdi. Bu daglarin tepesinde ne de guzel bir duzluk burasi.