14 Mart 2015 Cumartesi

Kaş, yagmuru ve diğerleri...


Fırtına ertesi Kaş ve Meis
Kaş, bu aralar yağmur ve fırtına sebepli afetlerle anıldı epeyce. Bunun sebebini anlamak çok da zor değilmiş burada geçirdiğim ilk haftalarımda anladığım. Şu ana kadar Kaş'ta hep yaz döneminde vakit geçirdiğimden ötürü kış-bahar kreasyonunu pek görmemiştim. Şimdi kendileri itina ile sıralıyorlar maharetlerini.
Şubat'ın son günü havaalanı Kaş yolculuğumuz esnasında küçük bir demo yapmıştı, amma bu gece yaptığı ise bir nevi gala idi benim için. Patlamalı, çatlamalı, yıldırımlı, şimşekli, elektrikleri kesmeli, sigortaları patlatmalı bir şov oldu. Gece o kadar korktum ki bir süre sonra yorganı başa çekmek işe yaramayınca, salonda oturup şovu seyredeyim bari dedim. Dik dik bakarken daha az korkuyor insan. Bir nevi meydan okuma gibi.
Korkuyorum demek için aradığım arkadaşlarım ise ya tripten ya da uykudan açmadılar telleri. Her gün yeni bir tanışma işte, öğreniyorum emekleyen bir çocuk misali.

Anladımki her gunu ve gecesinde baska heyecanlar sakliyor Kaş benim icin. Kimisi beklenmeyen guzellikle ve özellikte iken, kimisi de ders veriyor ve herşeye rağmeni öğretiyor.

Bugunden baktığımda buraya geleli henüz iki hafta oldu. Bu süreçte çok farklı günler geçti hayatımdan.
Bir ev düzenledim, bundan sonraki yaşamımı geçirmeyi planladığım. Hayaller kurdum bolca, gerçekleşmesini umduğum. Dualar ettim. İlişkilerimi düzenledim, belki biraz da hayatımı diyebilirim.
Bisikletle gezilere çıktım, köpekler tarafından kovalandım. Geri dönmeyi öğrendim. Farklı komşuluklar yaşıyorum. O kadar unutmuşum ki, bir türlü kabullenemedim. Şehir reflekslerim çalışıyor halen, vazgeçememişim.


bebeler
Çalışmanın ödülü
Sonra çok farklı iki gün yaşadım, Elifiko'nun aramasıyla başlayan. Onlar Ahatlı'ya taşındılar Kaş'tan, bir sürü keçi ile ortak bir hayat sürüyorlar artık Elif ve Ömer. Keçi çocukları tam 12 tane. Onlarla oynadım oynadım, biberonla besledim, ertesi gün bir diğer köye gidip yine onlar için saatlerce 12-13 çuvala saman teptik. O kadar saat o güzel havada, fiziksel olarak çalıştıktan sonra Hatice hanımın hazırladığı yemeği öylesine sindirerek yedim ki, dedim evet, hakettim bunu kesinlikle.
Ve ertesi günün akşamında Kaş'a dönüş, tekrar gelmek üzere sözleşerek.

Yeşim ve Ayhan'ın yarattığı Kalimera harika bir mekan oldu ve bizim için bir buluşma noktası olacak her zaman, o sıcaklığıyla.

Burada hayatımda renk katan, fark yaratan, hatta hayatı bana bir çok noktada kolaylaştıran kişi ise Umut. Geçen yıl tanıştığım, biraz deli, biraz dolu, süper aşçı, iyi bir arkadaş, darda kaldığında aradığın dost, farklı zevkleri, faklı renkleri olan şahane insan. Anlatımımdan da belli ediyorum ki, seviyorum zat-ı şahanelerini. Olm bu aralar hiç yemeğe çağırmıyon, nooldu? :D
Bir çok değişik kişi ile tanışıyorum her geçen gün, farklı arkadaşlarım, arkadaşlıklarım oluyor. Zenginleşiyorum gün geçtikçe, Kaş benim için daha neler saklıyor diye merak ediyorum.

Sevgilerimle,

1 yorum:

Barış Harikalar Diyarında dedi ki...

Genelde yazın gelinen sahil yörelerinin kış halleri çok farklı. Sadece kalabalık, güneş,kum,deniz halini bilenler için acaib süprizlerle dolu. :)