30 Haziran 2009 Salı

Vergicilerle başım dertte!

Bu aralar vergi işleriyle başım dertte. Günlerdir bunlarla uğraşıyorum. En son geldiğim nokta ise yılan hikasi halini aldı. Hikaye ise şöyle;
VF'nun PWC ile global anlaşması varmış. VF bir elemanını yurtdışında bir yere çalışmaya gönderdiğinde de PWC'den bu kişiye vergi danışmanlığı vermesi yönünde bilgilendirme gidermiş. Önce ayrılacağın yerde, sonra da gideceğin yerde PWC ile vergi dertlerinle ilgili danışmanlık görüşmeleri yaparmışsın. E güzel.
Amma velakin benim 'exit briefing' görüşmem ben buraya geldikten iki hafta sonra gerçekleşti. 25 Haziran Perşembe konuştuk. Bunu ben gelmeden yapmamız lazımdı oysaki. Neyse ama görüşmemiz sonucunda benim şarlarımla Türkiye tarafından pek bir vergi yükümlülüğüm olmadığını anladım.

29 Haziran Pazartesi sabahı yani dün ise, PWC İtalya ile görüşme yaptık. Bu görüşmenin sonucunda çıkan şey ise, 2009 yılı içerisindeki çalışma sürem 183 günden büyük olduğundan vergiye tabiymişim. E ama bir UN'de çalışırken ne vergisi! UN dünyanın her yerinde vergiden muaftır! PWC'ci ablaya UN'nin vergi muafiyeti hakkında bilginiz var mı dediğimde de tabii 'hayır' idi cevabı. Ha bir de vergi işinin kişinin kendi sorumluluğunda olduğunu anlattı, benden kontratımı falan göndermemi istedi. VF'dan pek bir bilgi alamamış. İyi güzel de kontratımda vergi konusu ile en ufak bir kelime geçmiyor ki!

En sonunda bir türlü anlaşamayınca, WFP'den çeşitli kontak bilgilerini ve kontratımı eposta ile göndereyim siz konuşun anlaşın deyip kapattım.
Tabii durmayıp Protocol Unit ile konuştum, bana AskHR'a yazıp 'tax exemption certificate' almamı ve PWC'ye göndermemi önerdiler. Ama hangi koşulda olursa olsun, WFP bir İtalyan şirketi değil, biz devlete senin hakkında herhangi bir gelir beyanatında bulunmuyoruz dolayısıyla burada vergilendirilme durumun olmaz dediler. Ha bu arada da Carta D'identica (oturma izni çıkarıp kimlik kartı verilmesi için) başvurumu da yapmıştım. Buraya vardıktan sonra 30 içinde başvurmak lazımmış. Dün sabah başvurumu bakanlığa gönderdiler.

AskHR'a şu sertifika için yazdım. Ne oldu derdiniz, işler daha da karmaşık bir hal aldı :) Protocol Unit'tekiler bu başvuruma istinaden kontratımı inceliyorlar ve amanın ben 'regular consultant' değilmişim SSA (Special Service Agreement) ile çalışan bir danışmanmışım. EE yani!!
Yanisi şuymuş SSA'deki duruma göre her ne kadar benim maaşı WFP ödese de bu para en nihayetinde Vodafone'dan çıkıyormuş. Buna göre de bana bu sertifikayı veremezlermiş.
Vergiler açısından ise bu İtalya'da değil ama Türkiye'de bana vergi yükümlülüğü getirebilirmiş bunu kontrol etmeliymişim.

Hah şimdi tam süper oldu hem İtalya'ya hem de Türkiye'ye vergi vereyim. Bir bu eksikti. Korkarım arada başka ülkeye görev için falan gidersem bir de onlar çıkıp isteyecekler :D
Dağılın leyn, noooluyorsunuz.

Asıl bomba ise eğer ben 'regular consultant' değil isem WFP benim için Carta D'identica başvurusu yapmazmış, bu oturma izni işi ile benim uğraşmam gerekirmiş. En komik nokta ise, bu işleri ben yaparsam yaklaşık 1 yıl falan sürermiş. Şaka gibi! Benim sözleşme 11 aylık. Ama onlar başvuruyu zaten sisteme girdikleri için en sonunda bu şekilde devam ettirmek yönünde karar aldılar. İyi sıyırdım yani :)) Az kalsın bir faciaya sürüklenecekmişim.

Neyse efendim uzun lafın kısası kafam karışık, başım kalabalık. Bugün bunların hepsini açtım Kathryn'e anlattım. Ne yapayım ben dedim, burada İtalya'ya karşı hiç bir vergi yükümlülüğün olmamalı, sen bi eposta yaz bunları anlar, biz bir araştıralım dedi.

Epostayı yazamadım. Niye mi, bu da günün son bombası Active Directory'i kontrol edebilmek vs için Windows'un yönetim araçlarını kurmaya çalışırken makinama nasıl becerdiysem Windows 2008 Server kurdum :) Sadece yönetim araçlarını seçtim ama bu nasıl oldu anlamadım.
Neyse önemli bir şeyim olmadığından aldım diski götürdüm, imajı yeniden yükleyecekler. Umarım yarına hazır olur .

İşte böyle pek maceralı geçiyor canım günler, öyle böyle değil.

28 Haziran 2009 Pazar

Yürümekten yorulma!

Bugün şöyle bir sokağa çıkıp turistlik yaptım. Yürümekten yorulmadım:)
Bizde birisi bir yere gidip döndüğünde ne denir 'E yediğin içtiğin senin olsun gezdiğini gördüğünü anlat'. Ben de öyle yapayım dedim. Gezdiğim her yeri değil de en can alıcı bir kaç yerden bahsedeyim.

Fontana Di Trevi. Gelenlerin mutlaka görmesi gereken yerlerden biri. Üç Yol Çeşmesi anlamına geliyor ama bizde 'Aşıklar Çeşmesi' olarak geçiyor :) Buraya görüşme için gelip döndüğümde birisi 'Aşıklar Çeşmesi'ne gittin mi diye sorduydu. Ben de o ne ola ki acaba dediydim. İşte buymuş. Halbuki gitmişim.

Collosseum. Monumento a Vittorio Emmanuele II'nin tepesinden çektim. Güzel manzara olmuş. Söylecek bir şey bulamıyorum. Ama ben biraz okumak istiyorum diyenler için bir link iliştirdim.




Günlerden Pazar olduğu için nerdeyse bütün kiliselerde düğün vardı. Ama ben ne gelinin ne de uçuşan balonların resmini koyacağım. En güzeli gelin arabası. Şuna bakar mısınız.

Tabii bu kadar dolandıktan sonra ne yaptım. Farnese meydanındaki yan yana dizilmiş kafelerden birinde oturup bir kahve ve su içip dinlendim. Tülay geçti aklımdan, kitabımı açtığımda. Tam onluk bir aktivite oldu bu. Buranın fotoğrafını çekmemişim. Bir daha ki gelişimde çeker koyarım :)

Bu arada günün saptaması;
- Burada da düğüncüler yolda konvoy halinde, korna gürültü gidiyorlar. Ha aynalarına havlu değil, beyaz rafyadan yapılmış süsler takıyorlar. Ama gözlerim yollarını kesen, arabalara tırmanan çocukları görmedi tabii. tüh

Roma günleri

Şu sıralar neler yapıyorum. Aslında neler yapmıyorum ki! Ama daha çok prosedürel işlerle uğraşıyorum. Şöyle ki;
- Çalışma izni ile İtalya'ya geldikten sonra 30 gün içerisinde oturma izni için başvurmanız gerekiyormuş. Ben de geçen hafta gerekli formu doldurup, pasaport kopyası ile UNDP Visa Unit'e verdim. Pasaportun ikinci sayfasının da kopyasını çekmek lazımmış telefon açıp hatırlattılar. Onu da yarın vericem artık.
- Eve taşındım biliyorsunuz. Ancak evde yaşayan bu yeni kişiyi ev sahibinin, 48 saat içerisinde polise bildirmesi gerekiyormuş. Tabii bunun için de bir form ve pasaportun muhtelif kopyaları lazım. Onları hazırladım. E ben taşınalı bir hafta oldu aslında onun için ev sahibem aman birisi sorarsa dün geldim de diyor :) Olur derim :)

Bu günlerde gezmeye pek vakit ayıramadım. Hah haaa ama sanmayın ki günler evde çamaşır ütü ile geçecek. O sadece dün içindi :) Haftaya sahil planlamız var Emma ile. Motor için araştırmalarım da devam ediyor ayrıca.
Bir de BBC'nin sitesinden kendi kendime İtalyanca çalışıyorum. BBC'cileri takdir ettim doğrusu. Bu kadar kaynak, bu kadar çaba, saygılar sunuyorum.
Bu arada kahve harbi önemli bir mevzuymuş burada. Emma'nın bana öğrettiği ilk şey kahve yapmaktı.

Buyrun bu da dayanılmaz İtalyan Kahvesi'nin ayrılmaz üçlüsü.

Bu arada şaraplar için ayrıca bir blog mu yapsam diye düşünüyorum :)

24 Haziran 2009 Çarşamba

İlk günler, ilk işler ve ITIL

Geçen hafta Perşembe günü gelip, Enrico, yani müdürüm ile oturup biraz konuştuktan ve adlarını beşinci kere sorup, altıncı kere hatırlayamacağım insanlarla tanıtıktan sonra, yeni masama oturdum. Makinamı açtım sevgili Enrico bana bir eposta gönderdiğini o ITIL kursunu bu birkaç günde yaparsam iyi olacağını söyledi. Tabii ITIL dediğinde benim suratımdaki "o ne ki!" ifadesini görmüş olacak ki, bana ne olduğundan bahsetti biraz.
Ben de şu sıralar halen onu bitirmeye çalıştığımdan, sürekli olarak ITIL der durur oldum. İyisimi kısaca yazayım nedir diye.

ITIL: Information Technology Infrastructure Library

WFP'de benim bulunduğum departman aynı zamanda Service Management'tan da sorumlu. İşte ITIL da Service Management el kitabı gibi bir şey. Aslında genel olarak konsepti anlatıyor. Bir nevi SM methodolojisi yazmışlar.

Ay merak ettim ben yaa, bu ne ola ki diyenler için de şu wiki adresini öneririm, oldukça iyi anlatmışlar.

21 Haziran 2009 Pazar

Roma ve Ev

Bugun Roma'da deli gibi yagmur yagiyor ama havaya coken karanlik ve bulut benim ustume gelemeyecek, cunku artik artik benim de bir evim var.
Aslinda "benim" demek su an icin yanlis olur, cunku iki ay gibi bir surecte, evi ev sahibiyle(Emma) paylasiyor olacagiz. Ev sahibesi ile ilgili daha sonra ayrintili bir sekilde yazmak gerekir. Cunku kendisi tanimaya deger, enterasan birisi. Arapca, Fransizca, Ingilizce bilen bir Italyan. 9 ay boyunca da Suriye'de Arapca'sini gelistirmek icin buradan gidiyor olacak.

Ev adi 'Gemilli' olan iyi bir bolgede, iyi bir apartmanda, Agustos ortasina kadar ev sahibesi Emma ile beraber kalacagiz. O gittikten sonra ise 9 ay yalniz kaliyor olacagim.

Iste boyle, onumdeki en onemli hedefe ulasmis durumdayim. Simdi artik ITIL kursuma calisayim.

20 Haziran 2009 Cumartesi

Roma'da ev bulmak

Bugünlerde tek derdim Roma'da ev bulmak. WFP'de 15 Haziran Pazartesi başlayan serüvenimiz üç günlük nefes almadan, akşamları da devam eden brifing ile başladı. Perşembe günü ise bir ev baktım, akşam ise yorgunluktan uyuyakalmışım. Cuma günü de bir iki ev bakıp beğenemedikten sonra, otele gelip internet satın aldım (24 saat 25 euro) ve ev ilanlarını gezdim.
En sonunda halen bir yer bulamadım :) ama en azıdan bir karar verdim. Bir ev bulana kadar oda kiralayacağım. Bugün o odaya taşınacağım. Adı EUR olan oldukça iyi bir bölgede. Ev de süper, bahçesi falan olan güzel bir ev. Zevkli döşenmiş. Bu süreçte benim geçici çözümüm olacak. Viviana da ev sahibem olacak.

12 Haziran 2009 Cuma

Hakikatçi

Bugün sizlerle Hakikatçi'nin yazısını paylaşacağım. Bunu bana motorcu, karizma, yakışıklı arkadaşım Serdar, 'takvimimin en önemli sayfasıydı ve masamda dururdu, artık sende dursun' diyerek verdi geçende, iyi yolculuklar demeye geldiğinde.
Yazıyı tekrar tekrar okuyorum ve okudukça daha da anlamlanıyor. Bunun için sizlerle de paylaşmak istedim, herkesin bunun farkında olmasını istedim.
Serdarcan bak böylece yazı artık herkeste duracak :)

İşte Hakikatçi'nin dedikleri;
"Bir varmış bir yokmuş. Tıpkı gerçeğin kendisi gibi. Evet, bunda şaşılacak ne var? Var ve yok, var ve yok! Hakikatçi şunu der: Biliniz ki ey efendiler ve hanımlar, sadece gerçek vardır... Gerçek hem vardır hem yoktur. Bir yaşar bir ölür. Bir görülür bir görülmez. Hem hayattır hem ölümdür. Düş ve uyanıklık hali nasıl ki insanın iki gerçekliğidir, aynı şekilde masal ve gerçek de gerçeğin iki gerçeklik halidir... Masal, gerçeğin gördüğü düştür veyahut da tam tersi, gerçek masalın gördüğü düş. Bu yüzden, her masal bir nerdeyse gerçektir.
(Hakikatçi)"

3 Haziran 2009 Çarşamba

Bugün WFP için ne yaptın?

Şu sıralar iş ve WFP çalışmaları öylesine iç içe geçmiş durumdaki, bazen ucunu kaçırıyorum.
Son zamanlarda gelişen ve devam eden çalışmaları ve çabaları yazayım yazayım diyordum, geç kalmadan yazıyorum şimdi. Süreç nasıl işliyor anlatalım ki, belki ilerde bir başkasına lazım olur değil mi. Hem de anı olur, bize kalır.

Claire'den onay yazısı geldiği günden bu yana neler oldu?
Aynı gün zaten bir zip dosyası içerisinde WFP, stratejisi, medical form vs gibi bir dosyalar bütününü göndermişlerdi. Sonrasında da Alexia'dan ayrıca gelen maillerle her şeyden önce, sağlık durumu onaylandıktan sonra ancak diğer işlemlerin başlatılabileceğini bildiren bir mail attı. Paralelinde ise doldurup imzalayıp göndermem gereken "affirmation, beneficiary declaration, spouse sth, SAI form, service agreement" formları vardı.

Önce sağlık formundan bahsedeyim. Şu ana kadar doldurduğum, en paranoya sağlık formuydu. 4 sayfadan oluşuyordu. İki sayfası ben ve ailemle ilgili benim doldurmam gereken bilgiler, diğer iki sayfası doktorumun doldurması gereken, sebille laboratuvar sonucu soran bir formdu. Bir hastanede muhtelif vucut sıvılarından 4 sayfa sürecek kadar tahlil yapıldı. Sağolsun şirket dokturumuz Erdal Bey, sonuçları eline alıp bütün sağlık formunu doldurdu. Benim doldurmam gereken kısımla ilgili de epey yardımcı oldu.
Neyse sonuç olarak sağlık formunu Erdal Bey'in yardımıyla tastamam yaptık hazırladık. Sonrasında hemen scan edip Alexia'ya gönderdim. Bu form onaylanmadan önce geri dönmesi güç aksiyonlarda bulunmama dair uyarılar yazıyorlar her maile.
Sağlık formu akabinde de geri kalan diğer formları doldurdum, imzaladım, scan ettim gönderdim.
Amanın ne çok şey varmış gönderilmesi gereken yaw :)

Herşeyi hazırlayıp gönderdikten sonra, koca bir soru EEE? what's next then?
E bundan sonra aslında baktığımızda tek eksik kalıyor vize. Ancak aradan bir iki gün geçmesine rağmen vize ile ilgili olarak hiç bir dönüş almadım. Sonrasında Alexia'ya yazdım vize vs konusunda ne yapacağız, nasıl yapacağız diye. Beni birilerine yönlendirdi, aynı soruyu onlara yazdım. Bir müddet ses çıkmadı, sonra Germini'den muhtelif pasaport bilgilerimi soran bir mail geldi. Hemen yazdım gönderdim. Yazıda ayrıca onların başvurularından sonra "Nota Verbale" adında bir evrak göndereceklerini yazmış. İşlemlerin tamamlanması için belirtilen tahmini süre ise 3-5 hafta! Oysaki benim programın başlamasına 15 gün kalmış.
Bu arada bizim Vista'ya çalışma vizesi alınabilmesi neler gerektiğini sormuştuk. Onlardan gelen bilgilere göre, WFP'nin İtalya'da Çalışma Bakanlığına benim için çalışma izni başvurusu yapması gerekiyormuş, benim de almam gereken vukuatlı nufus örneği gibi dokumanlar var tabii.
29 Mayıs Cuma günü "Nota Verbale" yazısını gönderdiler ve bu yazıyla konsolusluğa başvurmamı yazmışlar. Yazı Nihat aracılığı ile Vista'ya gönderildi. Ancak Pazartesi günü Vista'dan, bu belge ile uzun süreli kalış için başvurulamayacağı maili geldi. Hadiii, nasıl yani diyerek, bana bununla başvurabileceğimi söyleyen maili Vista'ya gönderdim ve tekrar incelemelerini rica ettim. Germini'ye ise böyle bir geri dönüş aldım, ne yapmalıyım diye bir mail attım.
Geçen zamanda boşa geçmedi, vukuatlı nüfus örneği, muhtelif banka belgeleri, form vs hazırladım. En sonunda daha fazla gecikmemek için bütün hepsini alıp Nihat'a götürdüm ve başvuruyu yapmasını rica ettim. Sen yap onlar onaylanacak dedim.
Çok enteresan, 2 saat sonra Vista'dan mail geldi. Konsoloslukla görüştüklerini, maili onlarla paylaştıklarını ve bu belge ile başvurabileceğimi yazmışlar. E süper, ben de zaten göndermiştim :)

Ha bu arada Cumartesi günü uçak rezervasyon bilgilerimi gönderdiydi Laryl. 14 Haziran Pazar günü saat 15:35'te Malev ile Budapeşte aktarmalı uçuyor olacağım.

3 Haziran, yani bugün "appointment confirmation" yazım geldi. Artık geriye sadece çalışma izni kaldı.

Yarın da o gelir umarım.

Bu arada planlar, kutlamalar, uğurlamalar tüm hızıyla sürüyor. Bir benim eşya hazırlıklarımda tık yok. Onu da önümüzdeki hafta yumurta .. ucuna gelince yapacağım galiba :)
Uğurlama derken, Pazartesi çekirdek ekip toplaşması yaptık Set Balık'ta. Çok güzeldi, çok özlemişim. Akşamda Selin'de kaldım, sabah biraz da genel durum itibariyle 4:30da uyanıp bir daha uyuyamadım. Evleri Boğaziçi köprüsünün dibinde, tam köprüye bakıyor ve tüm gün boyunca güneş alıyor. Ama böyle olunca gece köprünün ışıklarından, sabahta gözüme giren ve yakan güneşten dolayı uyumakta biraz zorlandım.

Kutlamalar demişken Cuma akşamı Taksim'de Prokopi'de olacağız, herkesi bekleriz...