21 Temmuz 2014 Pazartesi

Trabzon-Hopa-Batumi 20/07/14 Pazar

Trabzon havaalaninda bulusma. Ciktim ki Okan kapida. Yagmur yagiyor Tranzon'da cise cise. 
Az sonra yoldaydik, Arzu'yu almak uzere Ardesen'e dogru. Bir yerde 'kirtgel' aldi Okan. Susamsiz simit gibi ama daha ince ve oldukca guzel birsey. Hafif hafif bulanan mideme iyi geldi. Bunu pekmeze batirip firina veriliyorlarmis. Oyle bu cevresi parlak parlak oluyormus. 
Eve vardik. Bir cay yaptik. Sonra Okan'in annesi ve yengesini de alarak Batum'a dogru yola ciktik. 

Hopa'da Gazi Lokantasi'nda pidelerimizi yedik. Kavurmalisi superdi. 
Sonrasinda ver elini Batum. Batum'a gecmek icin pasaporta ihtiyaciniz yok, nufus cuzdaniniz yeterli. Gurculerin pek oyle siraya saygilari yok, sizi omuzlayip onunuze gecebilirler. 

Batum tarafina gecince bizi bekleyen araba ve rehberimizi bulduk.  
Burasi Acara Ozerk Bolgesi, Acaristan da deniyormus. Batum buranin yonetim merkeziymis. 
Batum'a girderken yol boyunca okaliptus agaclarini goruyorsunuz. Okaliptus agaclari buralar icin onemliymis. Zamaninda buralar bataklik iken, okaliptusler bu sulari cekmis ve batakliklari kurutmus. 
Buradan botanik bahceye gittik. Bahcede 5000 cesit agac varmis. Devasa bir bahceydi. Bolgelere ayirmislar bahceleri, himalaya bolgesi, japon bolgesi vs gibi. 
Gezmesi cok keyifliydi. Buraya gelirseniz muhakkak gidin. 

Sonra sehrin muhtelif meydanlari;
Piazza 
Avrupa meydani
Tiyatro meydani
Batum bulvari

Hepsi cok ozenli ve cok estetik, detaylar cok ince ince dusunulmus. Batum beklentilerimin coook otesinde bir yer cikti. Evet belki daha yapacaklari cok sey var ama bu kararlilikla ve ozenle devam ettiklerinde on yil sonra inanilmaz bir yer olacak. Ama estetik kaygilari cok mutluluk verici. 

Ali ve Nino. Ali azeri musluman, Nino gurcu hristiyan. Iste beni cok ama cok etkileyen heykeller. Ali ve Nino unlu iki asik, Kurban Sayid'in romanindan ve ondan esinlenerek gurcu bir heykeltrasin yaptigi bir kadin ve erkek heykeli. Hareketli bir mekanizma uzerindeler. 
Once yavas yavas donuyorlar, sinra yaklasiyorlar ve birbirlerinin icinden gecerek tekrar ayriliyorlar. Cok etkileyici. Ben cok etkilendim. 

Batum'un aksamini gormeden donmek olmazmis, zaten bir ali ve nino'yu seyrederken hava karardi. Ve sehrin isiklari yanki. Bir yandan da Batum Bulvari'ndaki isikli su gosterileri basladi. Sular muzik esliginde dansesiyor, muzigi ise etrafimizdaki direklerin tepelerindeki kucuk muzisyen heykelleri caliyor. Tasarim harika. 

Batum'daki Mc Donalds binasi bile tasarim yarismasi sonucu, yarismayi kazandiklari icin onlara verilmis. Yani bir suru su bu tasarimlariyla katilmis ama mc donalds'in tasarimi birinci olmus ve onlar yapmislar. Saka gibi. Estetik kaygi bu kadar yuksek. 

Etrafta komunizm döneminden kalan evler var. bunlar cok cirkinler. Ama onlar da farkinda bu cirkinligin. Fakat burada hicbirsey yikilmiyormus. Restore ediliyor. 

Bu arada aksam yemegimiz cok sanliydi. Gurcu peynirini pek begendim ve Iamze sagolsun gidip bana bir tekerlek aldi. 

Ters restorani bir de aksam gordukten sonra artik ver elini Sarp sinir kapisi. 

Duty free ugramasi chacha vodka ve snickers alip yola devam. 
Hopa'da Otel Heyamo'da kaliyoruz. Tertemiz mis gibi. Hopa'da kalmaniz gerekiyorsa buraya gelin. 

Biraz cay kahve ictikten sonra, duj ve yatis. 

0 yorum: