16 Mayıs 2009 Cumartesi

WFP görüşmeler - sonuç

Şimdi gelelim hikayenin üçüncü kısmına,
Kathryn ertesi gün benimle mutlaka irtibata geçeceğini söylemişti. Dediği gibi de yaptı. Akşam maillerime girdiğimde, Enrico abinin işin içeriği gereği çok fazla teknik dokuman hazırlaması gerekeceğinden benim işimde hazırladığım teknik dokumanlardan örnek istediğini yazmış. Göndereyim dedim ama dokumanlarımı makinamda local'de değil, server'da tutuyorum ama internet kafedeyken de oraya erişemiyorum ne yazık ki. Yapacak birşey yok deyip Çarşamba eve geldiğimde bağlanır gönderirim dedim.

Çarşamba günü yarım saat rötarla İstanbul'a indik, eve geldim ama ne yazık ki serverlarda sorun var bağlanıp gönderemiyorum. Neyse pazara gittim alışveriş vs yaptım, sonra Aysel geldi, uzun uzun anlattım ona yaşadıklarımı, sonra da kalktık anneme gittik. Annem de canım benim sen kalk duvarları tavanı sil. E onu duvar siliyorken görünce indidip ben silmeye başladım tabii. Bitirdiğimde kolum kopmuştu artık. Sonra annemde çay falan içtik. Artık gece yarısı olmuştu ki, kalkalım artık dedik.
Eve geldiğimizde bağlanmayı tekrar denedim, bağlandım süper. Dosyaları falan buldum, 4 tane örnek dokumanımı zipleyip, ekledim ve gönderdim.
Vee Çarşamba gece yarısı gönderdiğim şeyler için, Cuma günü saat 19:00 itibariyle henüz bir cevap yok. Artık sonlansın istiyorum bu iş. Ben de ne yapacağımı bileyim.
Yüzdüm yüzdüm kuyruğuna geldim sanırım...

Ek olarak;
- Roma çok harika bir şehir, her yerden tarih fışkırıyor. Neredeyse tüm şehri baştan sona yürüyerek gezdim. Tek kelimeyle hayran kaldım.
Şarap konusunda elde ettikleri ünü gerçekten hakediyorlar. Yemeklerde eğer restoranın kendi ev yapımı şarabını istiyorsan, şarap sürahi ile ve litre hesabından geliyor. 1, yarım 1/4 litre ne kadar istiyorsan söylüyorsun. Çok şahane şaraplar içtim. yerel pazarlar buldum, insanların gelip ürünlerini sattıkları yerlerdi bunlar. Burada satılan şaraplardan tattım ve aldım. Şahane şeyler. Evde iki şişe şarabım var :)

- Makarnalar: Bir makarna bu kadar mı güzel hazırlanır. Saf zeytinyağı kullarak ve bol yağlı şekilde hazırlıyorlar hepsini ama olsun tadları muhteşem. Son yediğim midyeli, sarmısaklı domatesli taze el yapımı makarnanın tadı halen damağımda.

- Hayat çok pahalı. Yiyecek ve şişe su çok pahalı. Ortalama yemek adam başı 30 Eur tutuyor. Şarap sudan ucuz. Gerçekten diyorum. 1/4 şarap 4 eur, 2 şişe su 6 eur. havalanından aldığım çay için 1,30 eur ödedim, sonra suya baktım 1,70 euro idi. Ama sokaklarda her yerde çeşme var. Buralardan şişeni doldurabiliyorsun.

İşte böyle Roma ve görüşme maceralarım.

0 yorum: