2 Mart 2020 Pazartesi

1 Mart 2020- Hindistan günleri 3

Dün gece önceki gece gibi bir uyku olamadı ne yazık ki. Yine çok değişik bir rüya gördüm. Gece uyandığımda bunu yazmalıyım dedim ama mümkün olmadı tabii. Şimdi de hatırlamıyorum gerçekten. Sadece şaşkınlık ve korku hissimi hatırlıyorum. Bu aralar gördüğüm rüyalar çok normal dışı. Zaten rüyanın normali mi olur diyeceksiniz ama yine de vardır herkesin kendine göre bir standardı. Benim ki son bir iki haftadır enteresan.
Dün sanırım çok soğuk olduğundan uyumakta o kadar zorlandım. Sabah uyandığımda kuşlar yine şarkı türkü halindeler. Ooh dışarı bir çıktım ki dışarısı güzel sıcak, fekat ev buzz. Bir cesaret duşumu aldım. Sonra bahçedeki beyaz banklardan birini güneşe doğru çevirip oturup, güzelce sıcağın altında hem ısındım hem de meditasyonumu yaptım. Sonra da matımı çıkarıp suryanamaskar patlattım. Oohh güneşle erimek istiyorum. Arada bir patırtı koptu. Ürkerek baktım ki salak maymunlar geçtikleri yerdeki bir şeyi devirmişler :) Sonrasında kahvaltı vakti, iki kibrit kutusu peynir, 8 siyah zeytin ve iki dilim ekmek :) Yoklukta böyle, idareli olmak lazım. Öyle sabah sabah bir kilo peynir de yeme zaten :)

Umed'lerin köpeği Rocky (ismi havalı ama kendi minnak bişi) cellallendi havladı falan ama anlayamadık sebebini. Neyse.

Bugün evimizin üçüncü hatunu geldi. Isa, Brezilyalı tatlış mı tatlış bir kızçe. Hindistan'da geziyormuş zati. Buraya Pune'den gelmiş. Dün akşam uçuşları iptal olmuş, fırtınadan sanırım. Bugün geldi.
Bu arada dün Hintli kızçe Sanah da hayatında ilk defa uçakta korktuğunu söyledi Dün o fırtınada ilk denemelerinde uçak inememiş. Epey türbülans yaşamışlar, ikinci denemede inmiş. Duyunca benim de tüylerim ürperdi.
Şu ana kadar konuştuğum herkesin de uçakla ilgili bir macerasının olması da enteresan gerçi.

miss kahve
kafe
Isa yemek yiyip biraz kendine gelince Yog Ganga'ya beraber gidelim dedik. Zaten bugün saat 4'te briefing var. Dün gördüğüm kafeye de gitmek istiyorum. Canım kahve istiyor. Ayrıca internetleri de var. Bunların hepsini oradan gönderiyorum :)
Büyük latte ve muzlu kek istedim. Ohh ikisi de çok güzel. Ben mutlu.

Kahvemizi ve işimizi bitirdiktan sonra stüdyoya gittik. İnsanlar gelmeye başlamıştı. 30'a yakın kişi var. Japon arkadaşımız Yuki söyledi bir önceki kursta 50 kişi varmış. Millet Corona Virüsünden dolayı iptal etmiş, seyahat etmek istememişler.

Yog Ganga
Bir süre sonra Rajiv geldi ve çember olun dedi, çember olduk. Sonra Swati ile yanyana oturdular. Önce üç om sonra muhtelif şeyler söylediler biz tekrarladı (anladığım kadar artık). İçlerinden bir tek Patanjali'yi biliyordum. Neyseki Fatma ile çalışırken öğrenmiştim. İyengar stilinde böyle, önce üç om, sonra şarkı, sonra ne yapacaksanız artık.
Registration form
Bu seremoniden sonra Rajiv biraz konuştu. Valla ne dedi pek hatırlamıyorum. Haa formları dağıttı ve ders programından bahsetti. Aslında düşündüğümden az ders var. Ben tüm gün ders, meditasyon falan olacak sanmıştım ama meditasyon hiç yok. Bazı günler de sadece sabah dersleri var. Program şöyle;

Kayıt formunu doldurup bir kaç gün sonra götürmemiz gerekiyormuş. Kurs ücreti 25.000 rupi imiş. Ev kiralarını ev sahibine ödeyecekmişiz, kurs ücretinden ayrı imiş. Bunlar bildiğimiz şeyler.
bilgilendirme
Sıra bilmediklerimize gelince sözü Swati aldı. Nasıl giyinmeliymişiz, nasıl yürümeliymişiz, nasıl selamlaşmalı veya selamlaşmamalıymışız. Neredeyse tüm kurallar kadınlar için. Erkekler özgür kuşlar. Kadın olarak yanlız yürümemliymişiz, gruplar halinde olmalıymışız. Hava karardıktan sonra dışarda kalmamalıymışız. Hastalık, doktor, gezilecek yerler, yapılacak şeyler vsvsvs içeren bir bilgilendirici yazı paylaştılar neyseki. Şimdilik sizde kalsın, kursun son günlerine doğru getirin ama geri dediler.
Sonra Swati kalktı ve Rajiv kendince felsefe yaptı, niye yoga yapıyorsunuz, amacınız beklentiniz nedir vs gibi. Ama kendi sordu kendi konuştu yani. Biz koyun, dinledik öylece.
Bu esnada dışarıda acayip bir yağmur başladı.Neyse biz içerdeyken yağdı gürledi ve bitirdi. Biz çıktığımızda yağmur artık durmuştu.
Sonra öğretildiği üzere grup halinde evimize yürüdük Yuki'nin gösterdiği yolu takip ederek. Bu yol diğerine göre 500m daha kısa ama alışveriş için yer yok tabii. Eve gelince herkes açlıktan kırılıyor. Bir yeşil çay içitim açlığım daha da arttı. 7'de kızlarla toplaşıp yemek yediğimiz eve gittik. Ohh Umed yine döktürmüş ve yemek yine çok lezzetli. Bu sefer iki tabak yedim kendimi aştım :)

Dersleri boş mide ile yapmamız gerekiyormuş, en az 4 saat öncesinden yemek yemeyi durdurmalıymışız ve 1 saat öncesinde de su ve başka bir şey içmemeliymişiz. Ne yapacağız diye merak ettim. Ama sabah mevzusu bana uyar çünkü zaten sabah ders 8'de ve zaten o saatte bir şey yiyemem ben. Öğleden sonra dersi de 4'te olduğundan kahvaltı sonrası da yeterli zaman kalacak :)

Yemek sonrası herkes yavaş yavaş odasına çekildi ve ben de bilgisayarımın başına oturdum. Bu arada şunu farkettim ki, data olmayınca telefon normal bir telefon oluveriyor ve şarjı da oldukça uzun dayanıyormuş :) Günde bir kahve vs eşliğinde kafede interneti tercih ediyorum. Hem kahve çok güzel hem internet. Çünkü zaten hat alsam da çok düzgün çalışmayacak :)

Zaten bugün yazar yarın yayınlarım sorun yok. Ha bir de Tayland da bu düzene bayağı alışmıştım. Bilgisayarımda ve telefonumda bu sebepten indirilmiş müzik ve sesli kitapların olmasının sebebi işte bu datasızlık :)
Saat henüz 21.43 burada midem de full ve hareket etmem lazım ama fazla yapabileceğim evin içindeki 5 adımlık mesafede turlamak.

Ben ufaktan kapatıring. İyi geceler dünyalı...

0 yorum: