Dün sanırım çok soğuk olduğundan
uyumakta o kadar zorlandım. Sabah uyandığımda kuşlar yine şarkı
türkü halindeler. Ooh dışarı bir çıktım ki dışarısı güzel
sıcak, fekat ev buzz. Bir cesaret duşumu aldım. Sonra bahçedeki
beyaz banklardan birini güneşe doğru çevirip oturup, güzelce
sıcağın altında hem ısındım hem de meditasyonumu yaptım.
Sonra da matımı çıkarıp suryanamaskar patlattım. Oohh güneşle
erimek istiyorum. Arada bir patırtı koptu. Ürkerek baktım ki
salak maymunlar geçtikleri yerdeki bir şeyi devirmişler :)
Sonrasında kahvaltı vakti, iki kibrit kutusu peynir, 8 siyah zeytin
ve iki dilim ekmek :) Yoklukta böyle, idareli olmak lazım. Öyle
sabah sabah bir kilo peynir de yeme zaten :)
Umed'lerin köpeği Rocky (ismi havalı
ama kendi minnak bişi) cellallendi havladı falan ama anlayamadık
sebebini. Neyse.
Bugün evimizin üçüncü hatunu
geldi. Isa, Brezilyalı tatlış mı tatlış bir kızçe.
Hindistan'da geziyormuş zati. Buraya Pune'den gelmiş. Dün akşam
uçuşları iptal olmuş, fırtınadan sanırım. Bugün geldi.
Bu arada dün Hintli kızçe Sanah da
hayatında ilk defa uçakta korktuğunu söyledi Dün o fırtınada
ilk denemelerinde uçak inememiş. Epey türbülans yaşamışlar,
ikinci denemede inmiş. Duyunca benim de tüylerim ürperdi.
Şu ana kadar konuştuğum herkesin de
uçakla ilgili bir macerasının olması da enteresan gerçi.
miss kahve |
kafe |
Kahvemizi ve işimizi bitirdiktan sonra
stüdyoya gittik. İnsanlar gelmeye başlamıştı. 30'a yakın kişi
var. Japon arkadaşımız Yuki söyledi bir önceki kursta 50 kişi
varmış. Millet Corona Virüsünden dolayı iptal etmiş, seyahat
etmek istememişler.
Yog Ganga |
Bir süre sonra Rajiv geldi ve çember
olun dedi, çember olduk. Sonra Swati ile yanyana oturdular. Önce üç
om sonra muhtelif şeyler söylediler biz tekrarladı (anladığım
kadar artık). İçlerinden bir tek Patanjali'yi biliyordum. Neyseki
Fatma ile çalışırken öğrenmiştim. İyengar stilinde böyle,
önce üç om, sonra şarkı, sonra ne yapacaksanız artık.
Registration form |
Bu seremoniden sonra Rajiv biraz
konuştu. Valla ne dedi pek hatırlamıyorum. Haa formları dağıttı
ve ders programından bahsetti. Aslında düşündüğümden az ders
var. Ben tüm gün ders, meditasyon falan olacak sanmıştım ama
meditasyon hiç yok. Bazı günler de sadece sabah dersleri var.
Program şöyle;
Kayıt formunu doldurup bir kaç gün
sonra götürmemiz gerekiyormuş. Kurs ücreti 25.000 rupi imiş. Ev
kiralarını ev sahibine ödeyecekmişiz, kurs ücretinden ayrı
imiş. Bunlar bildiğimiz şeyler.
bilgilendirme |
Sıra bilmediklerimize gelince sözü
Swati aldı. Nasıl giyinmeliymişiz, nasıl yürümeliymişiz, nasıl
selamlaşmalı veya selamlaşmamalıymışız. Neredeyse tüm
kurallar kadınlar için. Erkekler özgür kuşlar. Kadın olarak
yanlız yürümemliymişiz, gruplar halinde olmalıymışız. Hava
karardıktan sonra dışarda kalmamalıymışız. Hastalık, doktor,
gezilecek yerler, yapılacak şeyler vsvsvs içeren bir
bilgilendirici yazı paylaştılar neyseki. Şimdilik sizde kalsın,
kursun son günlerine doğru getirin ama geri dediler.
Sonra Swati kalktı ve Rajiv kendince
felsefe yaptı, niye yoga yapıyorsunuz, amacınız beklentiniz nedir
vs gibi. Ama kendi sordu kendi konuştu yani. Biz koyun, dinledik
öylece.
Bu esnada dışarıda acayip bir yağmur
başladı.Neyse biz içerdeyken yağdı gürledi ve bitirdi. Biz
çıktığımızda yağmur artık durmuştu.
Sonra öğretildiği üzere grup
halinde evimize yürüdük Yuki'nin gösterdiği yolu takip ederek.
Bu yol diğerine göre 500m daha kısa ama alışveriş için yer yok
tabii. Eve gelince herkes açlıktan kırılıyor. Bir yeşil çay
içitim açlığım daha da arttı. 7'de kızlarla toplaşıp yemek
yediğimiz eve gittik. Ohh Umed yine döktürmüş ve yemek yine çok
lezzetli. Bu sefer iki tabak yedim kendimi aştım :)
Dersleri boş mide ile yapmamız
gerekiyormuş, en az 4 saat öncesinden yemek yemeyi durdurmalıymışız
ve 1 saat öncesinde de su ve başka bir şey içmemeliymişiz. Ne
yapacağız diye merak ettim. Ama sabah mevzusu bana uyar çünkü
zaten sabah ders 8'de ve zaten o saatte bir şey yiyemem ben. Öğleden
sonra dersi de 4'te olduğundan kahvaltı sonrası da yeterli zaman
kalacak :)
Yemek sonrası herkes yavaş yavaş
odasına çekildi ve ben de bilgisayarımın başına oturdum. Bu
arada şunu farkettim ki, data olmayınca telefon normal bir telefon
oluveriyor ve şarjı da oldukça uzun dayanıyormuş :) Günde bir
kahve vs eşliğinde kafede interneti tercih ediyorum. Hem kahve çok
güzel hem internet. Çünkü zaten hat alsam da çok düzgün
çalışmayacak :)
Zaten bugün yazar yarın yayınlarım
sorun yok. Ha bir de Tayland da bu düzene bayağı alışmıştım.
Bilgisayarımda ve telefonumda bu sebepten indirilmiş müzik ve
sesli kitapların olmasının sebebi işte bu datasızlık :)
Saat henüz 21.43 burada midem de full
ve hareket etmem lazım ama fazla yapabileceğim evin içindeki 5
adımlık mesafede turlamak.
Ben ufaktan kapatıring. İyi geceler
dünyalı...
0 yorum:
Yorum Gönder