|
umuda yolculuk |
|
umut bileti |
Dün ofiste otobüsü beklerken hiç gelmeyecekmiş gibi geldi bir an. Herhalde üç saat bekleyince yarım saat geç kalması çok koydu :)
Araç saat tam 5'te Chiang Mai'deydi ama ben değildim. Çünkü bütün uyuma çabalarım başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Tam kendimi mumyalamışken (klimayı dehşet basıyorlar) abla geldi beni dürttü Chiang Mai'ye geldik diye.
|
yollarımız ayrıldı |
Anam bir çıktım ki daha gece. Merkezin dışındaki terminale gelmişiz bir de. Neyse nasılsa bol vakit var. Günlerdir de yürüyemiyordun diye bıkbık ediyordun al sana fırsat deyip yürüdüm. Lakin yanlış yere yürümüşüm. Çünkü gittiğim yerde benim guesthouse yok. Döndüm aradım, durdum aradım yok. Alala, en sonunda sabahın 6'ında telefonla aradım, yarı yarı anlaştık ve doğru caddede olmadığımı anladım. Evvveeet teknolojiye çok güvenmenin derdini çektim, hem de çok güzel. Adresi tıkladığımda google map açıp göstermişti. Ama yanlış göstermiş. Fakat ben lokasyonun yanlış gösterilmiş olma ihtimalini düşünmediğimden, hiç adresi kontrol etme gereği duymadım. Bir de telefondaki adama hafif carladım, niye booking'deki adresiniz doğru değil diye. O da doğru dedi. Haklı, doğru. Google map yanlış, ben de şaşkın. Uyumadan devrilerek geçen gecenin sonunda normal ama. Yine de kızdım accık.
|
gezdiğim ilk tapınak |
|
ben seni çok sevdim |
Neyse buldum doğru adresi ve geldim. Oda dolu ve 12'de gelmem lazım. Saat 6.30. Sabah serinliğinde tapınakları dolaştım, girdim, çıktım dua ettim. Derken bir benzinci gördüm, içinde kafe var, kahve diyor. Amanın ne diyor. Doğru mu diyor. Aman ellahım. Girdim sevgili Amazon Cafe'ye ve bir acı kahvesini içtim. harbi acıydı ve harbi başarılıydı. Ohh yaa.
Kahve candır. Sonra yine yürü yürü yürü, tapınak gez gez gez. Arkadaş burası da öğle bir yer ki, bir sokağa girince öbüründe aklın kalıyor.
|
buluyorum bir şekilde |
Sonra aklıma kruvasan düştü. Aradım buldum yedim. Ama beğenmedim. Kahve yine fena değildi. Ama yetti. İstihkakım, bir genelde.
Yine dolan dur. Bir sürü markete pazara girdim çıktım arada. Fakat özellikle bir marketin çevresini çok beğendim. Orası bambaşka bir yer olmuş. Çok şeker. Oranın ara sokaklarını dolaşırken saat 11'i geçmişti ve açıkmıştım. Bir yere girip karidesli Pod Thai yedim ve bir Leo birası içtim. Arkadaş en son ne zaman bira içmiştim hiç hatırlamıyorum bile. Ama bu sıcakta negzel geldi yaa yemekle. Yemek de başarılıydı. Az ve öz. Net. Sonra ufak ufak, yandan yandan yönümü otale doğru çevirdim. Otele gelebildiğimde saat 12.30 olmuştu. Tatlış kız bana bazı turlar anlattı, sonra çevrede yapılabilecekleri anlattı. Veri veri nays deyip odaya çıktık. Saat bir oldu, bir kıçımı yere koyayım yaw. Oda tertemiz kocaman. Banyo da öyle. Çok başarılı yani. Beni tek şaşırtan. Kocaman buz dolabı, şampuan ve jel olmasına rağmen el yıkama sabununun olmaması oldu. Normalde sabun olur geri kalanı olmaz ya :)
Sokaklar enteresan. O kadar değişik şeylerle karşılaşıyorsunuz ki. Herkes kendince bir tarz yapmaya çalışmış. Tapınaklar bile çeşitli.
Bir kaç örnek.
|
mesela Truva çakması burada |
|
|
gardenya ağacı çamdan büyük, çiçeği de muhteşem |
|
bu yerin çabasını anlayamadım |
|
astronutun biri de balkonda :) |
|
harbi güzel |
|
binalarda camların hepsi aynı yöne açılıyor. İyi bakın. |
|
|
çok dilek diledim, dua ettim burada |
0 yorum:
Yorum Gönder