13 Aralık 2019 Cuma

Tayland - gün 3

10 Aralık
yeşil çay :)
Uyuyakalmışım. Martin'in mutfak kapısını açma çabasıyla uyandım. Akşam kilitlemiştim tabii, ne bilsin. Bir baktım saat çoktan 8 bile. Saati de kurmamış olduğundan şahane bir uyku çekmişim. Zıplayarak kalktım yataktan. Hemen yüz yıka, hazırlan ve çık odadan. Anahtarla mutfağın kapısını açtım, suyu koydum, yeşil çayı yaptım. Bu arada da Martin çimenleri suladı. Her sabah geldiğinde önce çimenleri suluyor. Çimenler önemli. İki günde bir de ağaçları suluyor. Ağaçlar da önemli. Suyu kuyudan çıkarıyorlar. Dolayısıyla pek sıkıntı yok su anlamında. Daha elektrik kesildiğini de görmedim. Kaş'ta bile kesin bir kere kesilmişti. Arada da alışmayalım kesintisiz elektiriğe diye kestiklerini düşünüyorum.

Isınma, Qigong ve Tai Chi. Bacaklarım yanıyor. Isınırken de omuzlarım. Sanki bacak kaslarım şişti ve kocaman oldu gibi hissediyorum. Tai Chi'de ilk üç hareketi çalışmışız galiba bugün. Martin benden pek mutlu. Biliyormuşum ne yaptığımı, vucudumu nasıl kullanmam gerektiğini. Çok çabuk alıyormuşum hareketleri. Oh ne güzel. İki gün sonra ilk 8 hareketi yapmış olurmuşuz. Olduk da netekim. Ama bunu bir de bacaklarıma soralım. Her gün ödev veriyor. İlk gün dizlerim ayak başpaklarımı geçiyor diye dizlerimi dolaba dayayıp çömelme ve kalkma ödevleri verdiydi. Bugün de yine ona benzer şeyler ama içinde iki tane de kol hareketi var.
süpürge de olur :)
Ağzının ortasına elinin tersiyle çakma hareketi diyorum ben buna. Onlar ise çok kibarlar isimlendirme konusunda. Benim ağzına geçirme ve tekmeyi savurma dediğim şeye onlar 'single whip' diyorlar. Daha da güzelleri var. Elleri aşağıya doğru bir tutuş var, buna 'Fair Lady Goes Shopping' diyorlar, ben ne diyeceğimi bilemedim, aslında bildim, 'fifi gibi' :D
Hooop dalga geçmek yok, yok valla sadece isimleri hatırlaması zor geliyor ondan ötürü.

Yanık bacaklarla eğitim sonrası yukarı çıkıp kendime yumurta yaptım. Yanına da biraz peynir, zeytin ve domatesle güzel bir kahvaltı yaptım. Biraz ev ödevi çalıştım ama yine bacaklarım deli gibi yandı. Sonra buraya yazdım. Sonra bugün su kaynatmadan duş alayım dedim. Yanlış kararmış, üşüdüm ve liflenmeden kafamı durulayıp çıktım. Bırr. Evimin içini merak edenlere bu linkte hepsinin fotosu var. Benim odayı koymuş.

Ve akşam seansı. Benim bacaklar daha da şişti ve yandı. Yanıyom anam yanıyom yaa. Ya güya bisiklete biniyom, yoga yapıyom vs güya güçlüyüm. Yahu niyedir bu yanma o zaman :(

meyve bastırır biraz
Isınma, Qigong ve tai chi vee iki saat sonra ders biter. Beraber yukarı çıktım veee Ron'un muhteşem yeşil körili, kişnişli tofusu. Koku fena ama ağzıma alınca durum daha fena. İlk kaşıkta taze kişniş ağzıma gelmemiş olduğundan belki kokusu ile geçinebilirim diye düşündüm. Uvaaaaa ağlamak istiyorum annem. Bu ne yaaaa. Onlara köri, kişniş lütfen bir daha asla benim yemeklerimde kullanmasınlar diye kibarca anlatmaya çalıştım. Tofuya katlanmayı öğrendim. Yok say ve yut.
Yemekten hemen sonra eve geldim. Midem felaket bulanıyor, karnım kocaman şişti. Meyve yedim, çay çay çay içtim, su içtim, çekirdek yedim, zeytin yedim, ekmeğe bal sürdüm yedim. Saçmaladım ve midem iyice şişti. Saat artık gece yarısı olmuştu mecbur yattım.

0 yorum: