14 Aralık 2019 Cumartesi

Tayland - gün 4 - şehre götürdüler beni bugün :D

11 Aralık Çarşamba
Yine uyuyakaldım. Bugün saati kurmuştum ama az daha uyuyayım deyince bir baktım saat 7.48 TR'de 3.48 olduğundan vucudum uyumak istiyor tabeee. Neyse hemen kalktım hazırlandım, sanki çoktaaan hazırmışım gibi çıktım mutfağa gittim :) Gözler şiş ama olsun.Yaptık sabah seansımızı, yandı yine bacaklar. Şiştikçe şişiyor ama alışıyor galiba...
ailecek
Bugün Ron'un annesini hastaneye götürecekler. Ben de şampuan vs az getirmiştim markete uğramam lazım dediydim, dolayısıyla ben de gideceğim. Tabii bir de peynir vs bulursam alacağım. Hooop Dersten sonra çıktım yukarı ve bindik kamyona, aşağı köye indik. Aşağı köydeki hemen herkes Ron'un akrabası. Ron bu köydenmiş. Arabaya annesi ve kızkardeşi de binince arkayı dörtledik. Ama hanımlar mini mini olduğundan çok da sorun olmadı. Nong Phai'ye gittik kucak kucağa. Anne ve kızkardeşi hastanede bıraktık. 

Ben banka sormuştum yanımdaki doları bozayım diye. Bu kasaba döviz ofisi olmadığından bankada yapmamız gerekiyor. Onun içinde pasaportumun yanımda olması gerekiyormuş. Neyse yanımda. Sıra numarası alıp banka bekledik yaklaşık 20 dk. Sonra kız benim dolarlardan 5 tanesini beğenmedi ve ayırdı. Böüüüggh.
banka sıra numarası
Üzerinde mini mini yazılar ve damgalar var diye. Birisini de ortadan yapıştırmışlar. Oysa ki bunları, Sabiha Gökçen havalimanından HSBC atm'sinden çekmiştim. Görür onlar :( 29,59'dan bozdular doları. Sonra geldik tekrar Ron'un yanına, Ron kızdı Martin'e niye öbür bankaya gitmedin, orası alıyor hepsini diye. Sonra öbür bankaya da gittik. Gerçekten yapıştırılmış hariç diğer dört tane kağıt parayı bozdular. Yuppiii accik daha param oldu. İlk başta çok paranız varmış gibi geliyor ama aslında değil. 1 lira, 5 Thai Baht ediyor. Dolayısyla 1000 Baht'ınız varken çok paranız var sanıyorsunuz ama hayır sadece 200 liranız var ve buradaki fiyatlar İstanbul ile neredeyse aynı. Dolayısıyla hemen bitiveriyor.

Zaten ilk seviye eğitimimin 9500 Baht olduğunu düşünürsek hiç de ucuz değil ve sadece 4 günlük bir şeyden bahsediyorum. Bizim paramız bayağı pul olmuş. 10 yıl önce geldiğimde Tayland bana çok çok ucuz gelmişti. Ama artık hiç değil. Bu farkı çok net bir şekilde Nepal'de de görmüştüm.
ne işim var burada?
Neyse para işini hallettikten sonra alışveriş macerası başlıyor. Önce Bauhaus gibi bir yere gittik. Askılık vs alacak Martin. Sonra oradan çıkıp bir market, sonra bir bakkal, sonra bir pazar, sonra başka market, sonra ise Tesco. Evet burada Tesco var. Aradaki uğradığımız yerlerden şampuan, krem, Tiger Balm ve kahve aldım. Black Coffee yeeaaah. Maden siyah çay yok, siyah kahve var (nah var, eve gidince anladım) Tesco'ya gitmeden önce hastaneden anne ve kızkardeşi aldık. Sonra Tesco, gesin çaylar. Ama yok burada da siyah çay yok. Evet bugün uğradığımız sekizinci amrket olan tesco'da da siyah çay yok abi. Hay çay almayan kafam...
kahveli olduğu bir yalanmış
Şarapları gördüm, bir tane kırmızı şarap alayım dedim. Akşamları bir kadeh içerim evimde diye. Şimdi sıkı durun. Gündüz 14.00 ile 17.00 saatleri arasında içki satışı yasakmış efenim! Niye? Bilinmiyor! Tövbe tövbe. Ben bir günlük süt ve bir kahveli gofret alıp çıktım, hal böyle olunca. Akşama kahve – gofret çarpıştırması yapıcammm.

Arabaya döndüğümüzde Ron'un annesi sabahkinden daha kötüydü. Midesi vs kötü olmuş anladığım kadarıyla. Karnına sürekli sarı bir krem sürdü Ron. Sonra anne ve kızkardeşi evine bıraktık. Başka bir kız bindi bu sefer arabaya. Bu daha çok çocuk. 15 yaşlarında bir çocuk. Bu da herhalde Ron'un yeğeni. Anlamadığım şey ise gece yarısı evlerine nasıl dönüyorlar. Belki de dönmüyorlar bilmiyorum. Sabah gidiyorlardır. Onların köye yol 2-3 kmden fazla ve toprak yol ve aydınlatma vs yok. Anlamadım bu işleri.
market-pazar gezmesi
Neyse eve vardıktan sonra bayağı başım ağrıdığından bir saat sonra başlayalım dedim. Hem bir kahve içeyim hem de bir duş alıp kendime geleyim dedim. Heyecanla duyu kaynattım, sütten bir yudum aldım ve kahveyi bardağa koydum ki... Karşımda duran şey, kremalı, şekerli bir şey. Kesinlike normal bir kahve değil. Bayağı üçü bir arada diye satılan şeylerden. Böhüüüüüü. Adama özellikle sordum ve ısrarla black coffee demişti bana. :( ama değilmiş.
Akşam Martin derse geldiğinde ona da sordum, adam balck coffee demedi mi diye, o da evet balck coffee dedi dedi. Ama değilmiş üçü bir aradaymış diye anlattım. Ne yapalım yapcek bişi yok. Sometimes somethings happen. Don't look back look front. Fatih abimizin dediği gibi.

Gündüz balık marketinden karides almıştı Ron. Haşlanmış pirincin üzerinde sebzelerle kavrulmuş karides geldi. Heyyoo. Dandirinirinomnirinirinom. Oh miss oldum.
Yemekten sonra erkenden evime geldim yine, amacım okumak. Ama o kadar yorulmuşum ki bugün okuyamıyorum, gözlerim kapanıyor. Biraz tırmaladım ama olmuyor. En son 11 gibi girip yattım sabah bu sefer geç kalmadan kalktım 8'e 20 kala :) Evimi, mutfağımı balkonumu süpürdüm ve hazırım.

Dün Martin'le oturup uzun uzun hesap yaptık. Bazen kızıyorum ona fırsatçılık yapıyor veya kandırmaya çalışıyormuş gibi vs geliyor. Başlangıç dersi 15 saatmiş. Biz ilk gün 1,5-1,5 saat yaptık diye hatırlıyorum ben ama o 2 saatti diyor. Dolayısıyla dün akşam sadece bir saat yaptı. Gerçi yorgundum zaten yapamazdım ama olsum. Sonra ben ilk günü söyleyince, yok 2şer saat yaptık dedi. Başlangıçtan eğitimini tamamladıktan sonra eğitim saatini 400 bahtan, konaklama ve yemeği de 700 bahttan hesaplamam lazımmış. Bunları en başından sorduğumda bana tek söylediği ilk hafta 290€ olduğu sonraki hafta ise 190€ diye bir promosyonu olduğundan bahsattiydi. Ama kimse gelmiyormuş diye promosyonu yapmıyor. Zaten o 16-21 Aralık arası. Neyse bundan sonra hesabımı buna göre yapmam lazım.
Bir taraftan düşünüyorum, gitsem dalış yapsam ya da Chiang Mai'ye gitsem gezsem diye. Bir taraftan da buraya tai chi için geldim, otur dersine çalış diyorum kendime. Çok arada kalıyorum bazen. 60 yang formunu çıkartabilecek miyim bilmiyorum. Bu arada instagram'da tesadüfen Kamboçya'da çalışan arkadaşımı gördüm. Aaa dedim kız dalış eğitmeni, belki oraya dalışa giderim. Ne güzel olur. Hemen yazdım Gözde'ye instagram'dan, o da az sonra cevap verdi. Sonra Martin'e söyledim, belki bir hafta Kamboçya'ya gidip dalıcam diye, 'o zaman Yang formunu tamamlayamazsın ama' dedi o da. Ben yine kaldım arada. Bir de bi ara vermek istiyorum bacaklarım şişti şişti durdu. Her gün aynı şey.

genel yerim - mutfak
lavabo kısmı
Bir taraftan da çok ilginç, daha beş gündür buradayım ama sanki aylardır burada yaşıyor gibi hissediyorum. Akşamları mutfakta oturup, çay içip dışarıyı seyretmek, müzik, kitap dolunay, çok keyifli geliyor. İnternet olmayınca ne de çok şey yapıyor insan.

0 yorum: