17 Aralık 2019 Salı

Tayland - 17 Aralık

17 Aralık – gün saymasam artık
Bu sabah keyfim çok yerinde :) Chiang Mai'de otelimi ayarladım. Bugün ders yok, sadece masaj var. Dün dalış teknesine isteğimi gönderdim. Bugün öğlen de ok geldi ama yine sevgili garanti kartım çalışmıyor, neyse bulacaz bir yol artık. Yani işin keyif tarafına doğru ilerliyorum on günlük tecritten ve sıkı çalışmasından sonra. 

Ama tabii günü Martin'den ayrı geçirebildim mi, hayır. Çünkü banyodaki çeşme-hortum artık neyse dün su akıtmaya başladı ve sabaha kadar aktı. Tebi sabah aradım söylemek için. O geldi, söktü, yenisini taktı vs.
Hazır işe girişmişken mutfağa takmak için geçen hafta aldığı askıyı takıyor şimdi. Yani matkap sesiyle inliyor benim mutfak. Bir işi yaparken nasıl ve neden bu kadar uzatıyor diye düşündürüyor bazen. Üç düşünüyor, bir yapıyor. Alman mıdır nedir :)

Ben günlük sabah rutinim bütün evi süpür, yeşil çay demle ve otur iki satır yaz şeklindeyim. Ama şarkılar çalıp söylüyorum. Sanki üzerimden yük kalktı. Sanki bir orucum vardı da bitmiş ve rahatlamışım gibi. Valla onu bunu bilmiyorum çook güzel bişi :)
Feridun Düzağaç'ın 'Söz Ver' şarkısıyla daha da güzel oluyorum :)

köpik
Sabah bu manyak köpek dün attığım ekmek kurularını kemiriyordu. Dedim gel buraya Bobi ve önceki ekmekten kalan dilimi parçalayıp verdim. Hepsini bir lokmada yuttu tebi. Yalnız merak ettiğim enteresan bir şey var, tüm köpekler mi ıslığa bakıyor. Arkadaş bu nasıl bir şeydir. Fiyt diye bir ıslık çaldım, hoop kulaklar dikildi ve hemen bana döndü. Köpeklerin evrensel dilini buldum, ISLIK :D

Oh yumurtamı yaptım, tereyağlı taze ekmek, yanına yeşil çay ve üzerine de biraz ananas :)
Lüküs hayat :D Tatlım naparsın, dolaptaki meyveler ananas, mango, papaya :D

Birazdan ısınma, qigong ve taiji. Sonra gelsin thai masaj.

yivrenç :)
Yahu bir ara banyo kapısını açtım ve önüme kertenkele kuyruğu düştü. Ya da gekko kuyruğu. Tam olarak türünü bilmiyorum. Neredeyse şeffaf gibi, bu gekkoların ufakları. Artık kapının neresindeyse, bıraktı kuyruğu gitti. Kuyruk üç dört dk çırpındı durdu. Biraz ürkütücü bir durum. Kuyruk değil alien yani. Neyse sonra durdu :( hayvan da kuyruksuz kaçtı gitti yukarı :(

Saat 11 olunca hızlıca bir duş ve koşarak yukarı. 2,5 saatlik Thai Masajı senasım var tatlım pardon da :) Ron yukarıda her şeyi hazırlamış beni bekliyor. Oyyy bir başladı yok böyle bir şey. Ben daha önce Bangkok'ta thai masajı değil saçma bir şey yaptırmışım. Sadece Ron ve bu masajı için gelinir buraya, öyle diyim ben abime. Fantastik bişi. Bacakların her birine bir saat harcamıştır herhalde. Geri kalan yarım saat de kol, sırt boyun ve kafaya gitmiştir. Bittiğinde ben pelte idim. Ayağa kalkabilmem 5dk vs sürdü. Martin kalktı bana bir bardak su doldurdu verdi. İsteyecek halim yoktu o biçim. Sonra eve geldim ve aynen mayışmaya devam ettim. Arkadaş ne güzel bir duygu bu yaa. Minderimi attım dışarı, açtım müziği, tatlı tatlı ılık ılık esiyor, ben bir oraya bir buraya yuvarlanıyorum. Bir soda, bir su ve iki bardak dolusu da buzlu yeşil çay içtim. Sonra yetmedi kalktım karpuzu portakal gibi soydum, hepsini yedim. Göbişim büyüdü. 

o zaman dans
Akşama kadar evde yuvarlandım durdum. Keyfim gıcır. Akşama doğru kendime geldim. Açtım müziği, o zaman dansss. Bu masajın kafası da iyiymiş hani :D

Akşama duj ve yukarı çıkış. OOOO bugün yemekte balık var. Bol yağda çıtırdatılarak pişirilmiş. Pirinç haşlama ve süpper acılı bişi. Ama o kadar acı ki. Martin sebze pişirebilir sana söyledim Ron'a dedi. Ron değil de Ta (Ron'un damadı yaptı sebzeyi) Yemek yerken bir ara tartıştık Martin'le. Bir konu oldu ve stupid dedi. Dedim ağzını ortadan ikiye ayırır köpeğe mama yaparım. Olmadı şu püspüs süpürgeyiyle geçiririm. Neyse epey konuştuk, o çok özür diledi. Mevzu yemek ve benim tofuyu sevmemem. O da söylememek büyük aptallık olmuş dedi. Ben olsam öyle demezdim diye başladım ve devam ettim. Burası her ne kadar ticari bir işletme olsa da bir ev ve bazı kısıtları var. Dolayısıyla bunlarla idare etmek gerekir bazen. Ve benim yaptığım ya da yapmaya çalıştığım da buydu. Ama mevzu talepkar ve kaba olmaksa alasını olurum gerekirse merak etme deyince. Soğuk havalar esti esti durdu. Neyse sonunda ikimiz de birbirimizi anladık. Ha bu arada tofuyu söylemiştim ama ertesi gün yine tofu gelince ve evin ve mutfağın halini de gördükten sonra zorlamamıştım. Önemli olan körü ve kişniş olmasındı. Gerisini idare edebiliyordum. Her gün ziyafet çekmeyi beklemiyorum nihayetinde. Bu tartışmanın yaklaşık yarım saat sürdüğünü düşünürseniz aslında o kadar çok şey söyledim ki.

Neyse barıştık akşamın sonunda. Bir sürü fikir alışverişi ve paylaşımlar vsvsvs. Sonra eve geldim ve şu istemeyi unuttuğumu farkettim. Fak dedim. 

Olsun, Chiang Mai'de otelim, Phuket-Bangkok uçuşum hazır. Dalış teknesi yarı hazır, Chiang Mai-Phuket uçuşu tehlikede, otobüsü yarın halletcez. Yani onlar beni otobüsün kaltığı yere giden otobüse bindirecekler. Sonra çav bella. Puhahaha aslında pek bişi hazır deilmiş :D

Bu arada boynumda başlayan döküntü sırtıma indi. Umarım daha büyümez. Chiang Mai'e gidince bir eczaneye göstericem. Bir şey fena alerji yapıyor.

0 yorum: